ÖSYM, 2009 yılında yapılacak Kamu Personel Seçme Sınavına (KPSS) ilişkin resmi duyurusunu yayımladı. Daha öncede 2009 sınav takviminde açıklandığı gibi bu yıl ki KPSS sadece öğretmenlik ve A grubu kadroları için yapılacak. Sınava başvurular, 27 Nisan-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılabilecek. Başvurular, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açacakları başvuru merkezlerince yürütülecEK.

Daha önceden bu sınava başvurmuş adaylar sınav ücretini yatırdıktan sonra ÖSYM'nin aday işlemleri sayfasından gerekli başvuruyu yapabileceklerdir. Sınava ilişkin gerekli detaylar:

Sınavı gerçekleştirecek Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) ilanına göre, 2009-KPSS, lisans düzeyinde sadece A grubu ve öğretmenlik kadroları için 27-28 Haziran 2009 tarihlerinde Cumartesi günü sabah ve öğleden sonra, Pazar günü sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört oturumda, Türkiye'de tüm il merkezleri ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da gerçekleştirilecek.

2009-KPSS sonuçları B grubu kadrolar için kullanılmayacak. Bu nedenle 2009-KPSS'ye, sadece A grubu (Başbakanlık, bakanlıklar, bunların müsteşarlık, başkanlık ve bağımsız genel müdürlük düzeyindeki bağlı ve ilgili kuruluşları ile bağlı ortaklıklarındaki özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen ve belirli bir yetişme programı sonrası yeterlik sınavına tabi tutulan mesleklere ilişkin kadro ve görevler ile il özel idareleri ve belediyelerin teftiş kurulları) ve öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları ile bir lisans programından mezun olabilecek durumdaki adaylar girebilecekler.

-BAŞVURULAR-

Sınava başvurular, 27 Nisan-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılabilecek. Başvurular, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açacakları başvuru merkezlerince yürütülecek. Başvuru merkezleri ÖSYM'nin ''www.osym.gov.tr'' internet adresinde yayınlanacak.

Sınava katılmak isteyen adaylar, kılavuz ile aday bilgi formuna başvurma süresi içinde ÖSYM'nin internet adresinden ulaşacaklar. Kılavuzun dağıtımı ve satışı yapılmayacak.

2009-KPSS kılavuzunda başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alacak. Sınava başvuracak adayların kılavuzu diKkatli incelemeleri öneriliyor.

2009-KPSS sonuçları, sadece A grubu ve öğretmen kadroları için sınav tarihinden itibaren 2 yıl geçerli olacak.

KPSS Genel Yetenek Soru Dağılımı (60 soru = %100)

Türkçe
% 50
30 soru

Sözcük Bilgisi
% 5
3 soru

Dil Bilgisi
% 10
6 soru

Anlatım Özellikleri
% 5
3 soru

Okuduğunu anlama
% 30
9 soru

Matematik
% 50
30 soru

Sayılarla İşlem Yapma
% 10
6 soru

Matematiksel İlişkilerden Yararlanma
% 10
6 soru

Problem Çözme
% 20
12 soru

Tablo, Grafik Okuma ve Yorumlama
% 5
3 soru

Temel Geometri Bilgilerinden kararlanma
% 5
3 soru


KPSS Genel Kültür Soru Dağılımı (60 soru = %100)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
% 40
24 soru

III. Selim’den itibaren Türk İnkılabını hazırlayan etkenler
% 5
3 soru

Ulusal Kurtuluş Savaşı
% 10
6 soru

Atatürk İlke ve İnkılapları
% 15
9 soru

Atatürk Dönemi: İç Olaylar ve Dış Politika
% 10
6 soru

Türk Kültür ve Medeniyetleri
% 10
6 soru

Selçuklular ve önceki dönem
% 5
3 soru

Osmanlılar Dönemi
% 5
3 soru

Türkiye Coğrafyası
% 30
18 soru

Türkiye’nin fiziki Özellikleri
% 5
3 soru

Türkiye’nin beşeri özellikleri
% 5
3 soru

Türkiye’nin ekonomik özellikleri
% 20
12 soru

Türkiye ve Dünya İle İlgili Genel ve Güncel Sosyoekonomik Konular
% 5
3 soru

Temel Yurttaşlık Bilgisi
% 15
9 soru

Hukuk başlangıcı ve genel kamu hukuku, devletler umumi hukuku ve özel hukuku
% 5
3 soru

Anayasa Hukuku
% 5
3 soru

İdare hukuku
% 5
3 soru

Egitim Bilimleri Calisma Sorulari
1.Derse karşı tutum, erse ilgi ve özgüven aşağıdakilerin hangisinde, öğrenme düzeyindeki değişkenliği açıklama gücü en fazla olandan en az olana doğru sıralanmıştır?
a) Özgüven, derse ilgi, derse karşı tutum
b) Derse karşı tutum, derse ilgi özgüven,
c) Özgüven, derse karşı tutum, derse ilgi
d) Derse ilgi, özgüven, derse karşı tutum
e) Derse ilgi, derse karşı tutum, özgüven

2.Denizcilerin, pilotların, heykel traşların ve mimarların ihtiyacı olan üç boyutlu düşünme yetisini içerir. Harita ve şemaları okuma ve yorumlamaya, gelişmiş figürler çizmeye olanak sağlar.
Çoklu zeka kuramına göre, yukarıda anlatılan özellikler hangi zeka boyutunu tanımlamaktadır?
a) Doğa zekası
b) Uzamsal zekac) Sosyal zeka
d) Mantıksal-matematiksel zeka
e) Sözel zeka

3.Aynı sınıfta bulunan öğrencilerin bilgi, beceri ve davranış düzeyleri arasında önemli farklılıklar görülebilir. Böyle bir durumla karşılaşan öğretmen, sınıf içi öğretim etkinliklerini düzenlerken aşağıdakilerden hangisine ağırlık vererek, ortaya çıkabilecek öğrenme güçlüklerini önemli öçlüde azaltabilir?
a) Sınıfta öğrenciler arasındaki etkileşimi sınırlandırmaya
b) Sınıftaki ortalama öğrenciye uygun bir öğretim yaklaşımını sürdürmeye
c) Her öğrenci için ayrı program uygulamaya
d)Öğretmen ve konu merkezli bir yaklaşımı sürdürmeye
e)Öğrencileri hazır bulunuşluk düzeylerine uygun etkinliklere sokmaya

4.Aşağıdakilerden hangisinin, öğretmenlik ehliyetine katkısı en azdır?
a)Meslektaşlarla ilişkiler
b) Öğrencilerle iletişim
c) Okul aile işbirliğine katkı
d) Özel yaşamdaki tercihler
e) okul ve sınıftaki davranışlar

5. Öğretmen, öğretim etkinliklerini planlarken öncelikle aşağıdakilerden hangisini dikkate almalıdır??
a)Öğrencilerin yakın çevresinin beklentileri
b)Okul yönetiminin istekleri
c)Öğretim programının amaçları
d)Öğretim araç gereçleri
e)Öğrencilerin ilgileri

6. Öğretmenin öğretme-öğrenme sürecinde doğru ve etkili karar verebilmesi için öncelikle aşağıdakilerden hangisini dikkate alması gerekir?
a) Velileri
b) Öğrencileri
c) Planları
d) Programı
e) Kapsamı

7.Öğretmenin öğrencilerle etkili bir iletişim kurmasında, mesajın aşağıdaki özelliklerden hangisini dikkate alması gerekir?
a)Göz temasıyla desteklenmesi
b)Dolaylı olarak iletilmesi
c)Sözel olarak iletilmesi
d)Açık, net ve anlaşılır olması
e)Beden diliyle iletilmesi

8. Dikkatsizlik, saldırganlık ve yalan söyleme gibi istenmeyen davranışların yaygın olduğu bir sınıfta öğretmenin yapacağı ilk iş aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sorunun üzerinde durmaktan kaçınmak
b) Sorunlu öğrencileri uyarmak
c) Uygun olamayan davranışları yasaklamak
d) Okul yönetiminden duruma el koymasını istemek
e) Sorunun kaynağını doğru olarak belirlemeye çalışmak

9. Öğretmen, okulda mevcut bulunan öğretim araçlarını seçerken aşağıdakilerden hangisini dikkate almak zorunda değildir?
a) Öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini
b) Sınıfın fiziki özelliklerini ve yapısını
c) Öğretim aracının temel özelliklerini
d) Okulun bulunduğu çevrenin sosyoekonomik düzeyini
e) Öğrencilere kazandırılması gereken davranışları

10.Aşağıdakilerden hangisi, öğretme-öğrenme sürecinde öğrenciye “dönüt (geribildirim)” verilmesine örnektir?
a) Öğrenciye, beklenen davranışı öğrenmek için yapacağı hazırlıkları anlatma
b) Öğrenciye, gösterdiği davranışın doğru olup olmadığını, varsa eksik ve yanlışlarını bildirme
c) Öğrenciyi, beklenen davranışı göstermeye istekli hale getirmek için girişimlerde bulunma
d) Öğrencilerin, kazandırılacak davranışla ilgili ön bilgilerinde eksik olup olmadığını kontrol etme
e) Öğrenciye, hangi davranışı nasıl öğrenebileceğini haber verme

11.Öğrencilere proje ve ev ödevi verilmesinin teme amacı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Konuların tekrar edilmesini sağlama
b) Konuların günlük yaşamla ilişkilendirilmesini sağlama
c) Öğrencilere bağımsız çalışma yeterliği kazandırma
d) Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyini yükseltme
e) Öğrencilere boş zamanlarını değerlendirme alışkanlığı kazandırma

12. Aşağıdaki öğretmen davranışlarından hangisinin öğrenmeler üzerinde en çok etkili olması beklenir?
a) Konuyla ilgili araç gereçler kullanma
b) Öğrencileri kontrol altında tutma
c) Uygun pekiştirme işlemlerinden yararlanma
d) Konuyu ayrıntılı bir biçimde ele alma
e) Konuyu farklı örneklerle sunma

13.Aşağıdakilerden hangisi, öğrencilerin öğrenme sürecine katılmalarını sağlamada etkili bir yol değildir?
a) Ders süresince öğrencilere çalışmalarında serbestlik sağlama
b) Katılım gösteren öğrencilerin bu davranışlarını pekiştirme
c) Dersin işlenişinde bireysel çalışma ve grup çalışmalarından yararlanmak
d) Katılım göstermeyen öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenmek
e) Öğrencilerin çalışmalarını uygun sorularla yönlendirmek

14.Aşağıdakilerden hangisi, eğitimde “yapısalcı” öğrenme kuramına göre uygun öğretmen davranışları arasında yer almaz?
a) Öğrencilere, üzerinde düşünecekleri somut yaşantılar kazandırma
b) Öğrencilere, onları buluşa yönlendirecek sorular sorma
c) Öğrencilere, etkinlikler sonunda ne öğreneceklerini baştan söyleme
d) Öğrencileri, kazandıkları somut yaşantılar üzerinde düşündürme
e)Öğrencileri, öğrendiklerini birleştirip bütünleştirmeye yöneltme

15.Öğretmen yetiştirmede kullanılan bir yöntemde; öğretmen adaylarının sınıfta sunduğu dersler videoya kaydedilir. Bu kayıtlar kendileriyle birlikte gözden geçirilir ve bu yola istenilen türden davranışların geliştirilmesine olanak sağlanır.
Bu yöntemin adı nedir?
a) Mikro öğretim
b) İşbirliğine dayalı öğretim
c) Birebir öğretim
d) Ekiple Öğretim
e) Rol yapma

16.Öğretme-öğrenme sürecinde önce öğrencilere belli yaşantılar kazandırmakta, sonra da öğrencilerden bu yaşantıları üzerinde düşünülerek verilen duruma bir açıklama getirmeleri, soruna çözüm önermeleri, genellemelere varmaları vb. istenmektedir.
Bu yaklaşım nedir?
a) Tam öğrenme
b) Buluş yoluyla öğrenme
c) Öğretimde proje yöntemi
d) Bireyselleştirilmiş öğretim
e) Sunuş yoluyla öğretim

17.Aşağıdakilerden hangisi “çoklu zeka kuramında” tanımlanan öze dönük zekayı geliştirmeyi amaçlayan etkinliklerden bir değildir?
a) Bireysel çalışma
b) Bireysel farkları değerlendirme
c) Bireysel okuma
d) Bireysel sorumluluk alma
e) Bireysel hedefler oluşturma
18. İşbirliğine dayalı öğrenme sürecinde öğretmen, tek tek öğrencilerin ürünü yerine grubun ürününü dikkate almaktadır. Bu durumun, öğrenme sürecinde nasıl bir etki yaratması beklenir?
a) Öğrenmelerin kısa sürede gerçekleşmesi
b) Öğrencilerin kendi sorumluluklarını düşünmeleri.
c) Öğrenciler arasında etkileşimin azalması.
d) Grupta çalışma katılım ve ilginin azalması
e) Grup üyeleri arasında dayanışmanın artması

19.Her öğrenci, bilişsel, duyuşsal ve devimsel özellikleri birbirinden farklıdır. Bu durumu dikkate alan bir öğretmen, okulda öğretim sürecini nasıl düzenlemelidir?
a) Ders işlerken, sınıfta ortalama bir öğrenciyi dikkate almalı
b) Çeşitli öğretim, strateji, yöntem ve tekniklerden yararlanmalı
c) Her öğrenci için ayrı bir öğretim etkinliği hazırlamalı
d) Öğrencilere, yardımlaşma sorumluluğunu vermeli
e) Her öğrenci için ayrı bir program hazırlamalı

20. Öğretim yöntemlerinden birisi olan, “gösterip yaptırma yaklaşımı” aşağıdakilerden hangisi için uygundur?
a) Olgu ve olayları açıklama
b) Kavram geliştirme
c) Bağımsız çalışma alışkanlığı kazandırma
d) İşbirliği ve paylaşımı artırma
e) Devimsel beceri kazandırma

21.Aşağıdakilerden hangisi, öğretim tekniği olarak da kullanılan “beyin fırtınası”nın başarıya ulaşmasını engeller?
a) Düşüncelerde niteliğe de önem verilmesi
b) Özendirici bir ortam oluşturularak katılımcıların serbest konuşabilmelerini sağlanması
c) Düşüncelerin ifadesi sırasında eleştirilerin önlenmesi, değerlendirmenin sonraya bırakılması
d) Düşüncelerin ifadesinde bireylerin yönlendirilmesi, görüşlerin düzenlenmesi
e) Düşüncelerin üretilmesi ve geliştirilmesine önem verilmesi

22.Tam öğrenme uygulamalarında, öğrenciler arasındaki öğrenme hızı ve öğrenme düzeyi farklılıklarını azaltmak için eksiklikleri tamamlayıcı öğrenme etkinliklerine yer verilmesi önerilir. Aşağıdakilerden hangisi bu tür tamamlayıcı öğrenmeler için önerilen yöntemler arasında yer almaz?
a) Ek süre içinde, öncekinden farklı bir yöntemle yapılan öğretim
b) Programlı öğretim olanaklarından yararlanılarak yapılan öğretim
c) Dersteki öğretim girişimini bir daha tekrarlama
d) Gruplar içinde eksikliklerin gözden geçirilmesi yoluyla birbirinden öğrenme
e) Öğretmen veya özel öğretici tarafından birebir öğretim

23.Aşağıdakilerden hangisi sınıf kurallarının belirlenmesinde öğretmenin dikkate alması gereken noktalardan biridir?
a) Kuralların öğrencilerin de katılımıyla belirlenmesi
b) Kuralların okul yönetimine ve öğretmenlere bırakılması
c) Kurallara uymayanlara verilecek cezaların bildirilmesi
d) Kuralların öğrenciler tarafından özgürce belirlenmesi
e) Kuralların kesin ve değişmez bir biçimde olması

24. Sınıf içinde güdülenmenin yetersiz olduğu durumlarda öğrenme güçlükleri kolay kolay aşılamamakta; bu gibi güçlüklerin yıkıcı etkileri artmaktadır. Bu tür durumlarda ne yapılabileceğine ilişkin önerileri geliştirirken aşağıdaki alanların en çok hangisindeki bilgi birikiminden yararlanılabilir?
a) Gelişim psikolojisi
b) Öğrenme psikolojisi
c) Okul Yönetimi
d) Eğitim Tarihi
e) Eğitim Sosyolojisi

25.Ortalama bir öğrenciye göre daha hızlı öğrenen öğrencilerin bulunduğu sınıflarda, önlem alınmazsa disiplin sorunları çıkabilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu tür sorunları önlemede en uygun yaklaşımdır?
a) Hızlı öğrenenlerin kontrol altında tutulması
b) Grupla çalışma tekniklerinden yararlanılması
c) Sınıf içi etkinliklerin öğrencilerin katılımıyla planlanması
d) Farklı öğrenme düzeyinde olan öğrencilere uygun etkinliklerin seçilmesi
e) Sınıfın geneline uygun bir planlama yapılması

26.Hedeflerle içerik arasındaki ilişkilerin belirlenmesini sağlayan belirtke tablosunun en önemli yararı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Eğitim etkinliklerine ipuçları vermesi
b) Öğretim planlarına teme oluşturması
c) Dersin özel hedeflerinin önem derecesine işaret etmesi
d) Dersin ünitelerinin sırasını belirtmesi
e) Dersin kapsamını nitel ve nicel olarak özetlemesi

27.Aşağıdakilerden hangisi bir ölçme işlemdir?
a) Bir yazılı yoklamadaki cevaplar için puanlama anahtarının hazırlanması
b) Sözlü yoklamada bir öğrencinin verdiği cevapların doğruluk derecesinin bir puanla belirtilmesi
c) Sınıfın bir sınavdaki başarı ortalamasının bulunması
d) Öğrencinin bir dersten başarılı sayılıp sayılmayacağına karar verilmesi
e) Bir sınavda başarılı sayılabilmek için, gerekli olan en küçük puanın belirlenmesi

28.Bir öğrencinin aşağıdaki özelliklerinden hangisi üzerinde yapılacak ölçme işlemi dolaylı ölçmeye örnektir?
a) Akademik başarısı
b) Sahip olduğu kitap sayısı
c) Devam ettiği ders sayısı
d) Arkadaş sayısı
e) Boyunun uzunluğu

29.Aşağıdaki ölçme sonuçlarından hangisi “oranlı ölçekle” elde edilmiş olabilecek ölçülere bir örnektir?
a) Anne babanın eğitim düzeyleri
b) Okulun üniversiteye giriş sınavına göre sıraları
c) Akademik başarı ve okula yönelik tutum arasındaki ilişki
d) Öğrencilerin boyları
e) Sınıfların genel başarı düzeyleri

30.Aşağıdakilerden hangisi, birden fazla öğrenme sonucuna dayalı bir değer elendirmede verilecek kararın doğruluğunu artırıcı önlemlerden biri değildir?
a) Niteliksel gözlem sonuçlarına daha büyük bir ağırlık verilmesi
b) Ağırlıklandırmada, araçların güvenilirliğinin dikkate alınması
c) Ağırlıklandırmada, araçların geçerliliğinin dikkate alınması
d) Karar vermede kullanılacak ölçütün eldeki ölçme sonuçları cinsinden ifade edilmesi
e) Amaca uygun nitelikli bir ölçütten yararlanılması

31.Aşağıdakilerden hangisi seçme amacına yönelik bir testin kullanılmasını gerektirir?
a) Öğrencilerin bir konudaki güçlü ve zayıf yönlerinin ortaya çıkarılması
b) Sıklıkla karşılaşılan yanlış öğrenmelerin belirlenmesi
c) İngilizcesi en ileri düzeyde olan üç kişinin belirlenmesi
d) Bir ünite işlendikten sonra hedeflere ulaşılma derecesinin belirlenmesi
e) Bir programda hedeflerin ne kadarına ulaşıldığının belirlenmesi

32.Bir matematik öğretmeni, “bölme işlemine” başlamadan önce öğrencilerinin bu konuyu temel oluşturacak bilgilerinin olup olmadığını belirlemek istemektedir.
Bu öğretmenin, öğrencileriyle ilgili aşağıdaki ölçmelerden öncelikle hangisini yapması gerekmektedir?
a) Öğrencilerin konuya karşı ilgi duyup duymadıklarını ortaya koyma
b) Öğrencilerin konunun öğrenilmesiyle ilgili önkoşulları öğrenip öğrenmediklerini belirleme
c) Öğrencilerin dersteki genel başarı düzeylerini ortaya koyma
d) Matematikteki hedeflerin gerçekleşme düzeyini saptama
e) Aile ve okul arasında işbirliği olup olmadığını saptama

33. Bir öğretmen, değerlendirmede şu amaçlara hizmet etmeyi düşünmektedir. I.Öğrencilerin birbirine göre başarı düzeylerini belirleyerek ileri ve geri öğrenciler için ek önlemler alma
II.Ders süresince öğrencilerin öğrenme eksikliklerini belirleyerek bunları, tamamlayıcı etkinliklerle giderme
III.Dönem sonunda öğrencilerin bu dersten alacakları notu belirlerken sınıf ortalamasını dikkate alma
Bu öğretmen, I, II, III numaralı amaçları için hangi tipte birer değerlendirme yapmalıdır?
I. Amaç II.Amaç III.Amaç
a) Bağıl Mutlak Bağı
b) Mutlak Mutlak Bağıl
c) Bağıl Bağıl Mutlak
d) Mutlak Bağıl Bağıl
e) Bağıl Mutlak Mutlak

34.Türkçe dersinde, anlatım üzerinde durulurken bir öğrencinin özgün bir öykü yazması, aşağıdaki davranış düzeylerinin hangisine örnek olabilecek bir düzeye eriştiğini gösterir?
a) Kavrama
b) Hatırlama
c) Değerlendirme
d) Analiz
e) Sentez

35.Aşağıdakilerden hangisi; eğitimin hedefleriyle ilgili sınıflamada duyuşsal alan içinde yer alır?
a)Bir müzik aleti çalma
b)Toplama işlemi becerisi
c) Bilgisayarda “kelime işlem” programını kullanma
d) Topluluk karşısında konuşma
e) Fen bilgisine yönelik tutum

36.Bir testten alınan puanlarla ilgili olarak yalnızca standart sapmanın küçük olduğunu, diğer bir değişle bağıl değişkenliğin az olduğunu bilen bir kişi aşağıdakilerden hangisini söyleyebilir?
a)Test puanları ranjının büyük olduğunu
b)Test için verilen cevaplama süresinin yeterli olduğunu
c)Test puanlarının “normal dağılıma” benzer bir dağılım gösterdiğini
d)Öğrencilerin testte başarılı olduklarını
e)Öğrencilerin Testte ölçülen özellik bakımından birbirine benzer olduğunu

37.Bir ölçme aracı veya yönteminin objektif olması ne demektir?
a)Bağımsız planlayıcılar kullanıldığında bunların aynı sonuca ulaşması
b)Maddelerin (soru) uygun güçlük düzeyinden seçilmesi
c)Uygulama koşullarının değişmemesi (standart olması)
d)Puanlamanın yalın ve kolay olması
e)Cevaplama sırasında kopya çekilmesine olanak vermemesi

38.Bir öğretmen yalnızca “okuduğunu anlama becerisi anlamada kullanılacak bir yazılı sınav hazırlamak istemektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bu sınavda elde edilecek puanların güvenilirliğini ve geçerliğini artırmaz?
a) Objektif tipte olamayan sorular için ayrıntılı puanlama anahtarının hazırlanması
b) Bir öğrencinin bütün cevaplarının okunması ve sonunda öğrenci hakkındaki izlenimler de dikkate alınarak tümüne birden bir puan verilmesi
c) Sınav kağıtlarının birden fazla puanlayıcı tarafından puanlanarak puanlarının ortalamasının alınması
d) Cevapların aynı puanlayıcı tarafından, sıraları değiştirilerek ikinci kez puanlanması ve puanlar arasında fark varsa bir daha puanlama yapılması
e) Çabuk cevaplanabilen türden, çok sayıda soru sorulması

39.”Güvenilirliği yüksek bir test sonucunun geçerliğinin düşük olması” riski, aşağıdaki durumların hangisinde en fazladır?
a) Test puanlarının iç tutarlılık katsayısı düşük görünmekte; ancak, test kapsamı yoklamak istenen kritik davranışları içermektedir.
b) Test maddelerinin ayırt ediciliği düşük, test kapsamı dar tutulmuş ve uygulama denetim altında tutulamamıştır.
c) Test puanlarının standart hatası büyüktür; ancak, testte çok sayıda ve çeşitli konulardan sorular vardır.
d) Test puanlarının kararlılığı yüksektir; ancak, test kapsamı ölçülecek davranışları örneklemede yetersiz kalmıştır.
e) Test puanları beklenene yakın biçimde dağılmakta, test kapsamı ölçülmek istenen davranışları örnekler görünmektedir

40.İlköğretim 8. sınıfta uygulanan bir başarı testinin sonuçları, öğrencilerin sonraki öğrenimlerinde farklı programlara yönlendirilmeleri amacıyla kullanılabilir mi?
Yukarıdaki soruyu soran bir kişi yapacağı geçerlik çalışması için öncelikle testin hangi özelliğini incelemelidir?
a) İçerdiği sorularla ilgili puanların birbiriyle korelasyonu
b) Aynı sınıf düzeyindeki ders notlarıyla korelasyonu
c) Testin yazım, çizim ve düzenleme kurallarına uygunluğunu
d) Ortaöğretim düzeyindeki başarıyı yordama gücünü
e) İlköğretim konularını kapsama derecesini

Test Cevapları
Soru 1=e
Soru 2=b
Soru 3=e
Soru 4=d
Soru 5=c
Soru 6=b
Soru 7=d
Soru 8=e
Soru 9=d
Soru 10=b
Soru 11=c
Soru 12=c
Soru 13=a
Soru 14=c
Soru 15=a
Soru 16=e
Soru 17=b
Soru 18=e
Soru 19=b
Soru 20=e
Soru 21=d
Soru 22=d
Soru 23=a
Soru 24=b
Soru 25=d
Soru 26=c
Soru 27=c
Soru 28=a
Soru 29=d
Soru 30=a
Soru 31=c
Soru 32=b
Soru 33=a
Soru 34=e
Soru 35=e
Soru 36=e
Soru 37=a
Soru 38=b
Soru 39=b
Soru 40=d

kpss 2009 kpss 2010
kpss

Gizlilik politikası

Sitemizde Google Adsense reklam sistemi kullanmaktadır. Bu sistem Google tarafından İçerik için AdSense reklamlarının görüntülendiği yayıncı web sitelerinde sunulan reklamlarda kullanılan DoubleClick DART çerezi içerir. Üçüncü taraf satıcı olarak Google, sitemizde reklam yayınlamak için çerezlerden yararlanır. Bu çerezlerini kullanarak kullanıcılarımıza, sitemize ve İnternet'teki diğer sitelere yaptıkları ziyaretlere dayalı reklamlar sunar. Kullanıcılar Google reklam ve içerik ağı gizlilik politikasını ziyaret ederek DART çerezinin kullanılmasını engelleyebilirsiniz. Google Web sitemizi ziyaret ettiği zamanlarda reklam hizmeti vermek için üçüncü taraf reklam şirketlerini kullanmaktadır. Söz konusu şirketler, bu sitelere ve diğer web sitelerine yaptığınız ziyaretlerden elde ettikleri (adınız, adresiniz, e-posta adresiniz veya telefon numaranız dışındaki) bilgileri ilginizi çekecek ürün ve hizmetlerin reklamını size göstermek için kullanabilir. Bu uygulama hakkında bilgi edinmek için ve söz konusu bilgilerin bu şirketler tarafından kullanılmasını engellemek üzere seçeneklerinizin neler olduğunu öğrenmek ve daha fazla bilgi için NAI Self-Regulatory principles for publishers (PDF) belgesinin A Eki'nden yararlanabilirsiniz.

KPSS Genel Bilgiler

Kamu Personeli Seçme Sınavı ile ilgili dokümanlar
KPSS Puan Türleri ve Test Ağırlıkları
KPSS A-B Nedir?
KPSS A Kadrolarına Kimler Başvurabilir?

Kpss hakkında gel bilgiler ve çeşitli püf noktaları bulabileceğiniz yazı dizileri mevcuttur.

Osmanlı Devletinin Gerileme Nedenleri

Ana Neden: Avrupa’da yeni çağ başlarında görülen gelişmelerin ve yeniliklerin dışında kalmasıdır.

Diğer Nedenler: Coğrafi keşiflerle Avrupa’da zengin bir Burjuva sınıfının doğması (böylece Osmanlı gümrük vergileri azaldı), Rönesans (bilim ve sanattaki yenilikler) ve Reform (dinde meydana gelen değişiklikler ve gruplaşmalar) ile Avrupa’da yenilikçi ve sorgulayan – kültürlü bir toplumun doğması. 1648 Vestfalya Antlaşması ve Avrupa’da birliğin sağlanması (amaç Osmanlıyı Avrupa’dan atmak). Fransız İhtilali ile milliyetçilik – özgürlük fikirlerinin yayılması (bu durumum Osmanlı devleti ile Avusturya – Macaristan devletine büyük zararlar vermiştir. Sebep ise, bu devletlerin İmparatorluk olmasıdır.)

Rönesans: (temel İtalya) Avrupa’da olan bilim ve sanattaki değişiklikler. 15. yy. ikinci yarısı 16. yy. sonrası. Ortaçağ döneminde her şeye Katolik kilisesi egemen. Kilisenin anlayışı skolastik düşünce tamamen dogmatik, soru sormak yok bütün bilgilerin İncil’de yattığı söylenir. İncil’i okumakta sadece papalar serbesttir. Eğitim bile kiliselerin elinde Avrupa’daki en değerli toprakların elinde bu kralların işine gelmiyor tabi. İlkçağda yer alan değerleri eserler ki bunlar Sokrates, Aristo gibi felsefecilerin eserleri günümüz dillerine çevriliyor ve halk okuyarak aydınlanıyor. Pozitif düşünce (deney ve gözlem) gelişiyor. Skolastik düşüncenin yerini Hümanist düşünce yer alıyor.

Reform: (temeli Almanya) Dinde meydana gelen değişiklikler. Hıristiyanlar o dönemde ikiye ayrılıyor Katolik (Roma) ve Ortodoks (İstanbul). Katololikler Ortodokslara nazaran daha güçlüler çünkü Ortodokslar Osmanlı devletinin egemenliği altında yaşamışlardır. Reform hareketlerinden sonra Katolikler ikiye ayrılıyor, 1. Protestanlık (kapitalizmin mezhebi) 2. Cizvit tarikatı. Reform hareketlerinden sonra laik anlayış doğdu. Eğitim kilisenin elinden alında. Kilise devlet yönetiminden uzaklaştırıldı ellerinde ki topraklara el konuldu. Mezhep mücadelesi başladı Avrupa’da kan gövdeyi götürdü. Mezhep savaşları Reformla başladı tam 30 yıl sürdü. Savaşlar sonrasında 1648 Vestfalya antlaşması yapıldı. Avrupa’da birlik sağlanıyor. Bu antlaşma yüzünde Osmanlı devleti zor durumda kalacak.

Ortaçağ bitiyor Yeni Çağ başlıyor be yeni çağ ile birlikte Monarşi anlayışlı devletler kuruluyor. Doğal olarak da düzenli ordularda kuruluyor.

Fransız İhtilali: Bütün bu olayların Reform ve Rönesans’ın etkilerini, ortaya çıkan değerleri dünyaya yaydı. Bu durum Osmanlı ve Avusturya – Macaristan devletlerine zarar verdi. Osmanlı devletinde ilk kez Sırplar isyan ettiler. Yunanistan ilk bağımsızlığını kazanan devlet oldu. Fransız İhtilalinin sloganı, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, demokrasi, insan hakları, cumhuriyet, laiklik, milliyetçilik fikirleri Fransız İhtilalinin bombalarıdır.

Dip not: Sened-i İttifak (ilk kez Osmanlı devletinde padişah yetkilerini kendi kullarıyla paylaştı. 2. Mahmut zamanında Ayan adı verilen toprak ağalarıyla yapıldı. Unutmamak gerekir ki Sened-i İttifak bir demokrasi hareketi değildir). Manga Carta 1215 (Büyük Şart adını alan bu antlaşma ile dünya üzerinde ilk kez Anayasaya giden yoldur. İngiliz Kralı ile İngiliz tüccarlarıyla yapılmıştır).

Islahat Hareketleri

3. Selim Paşa Dönemi Islahatları

Ø İlk yenilikçi olarak Selim Paşayı görürüz.

Ø Yaptığı ıslahatlara genel olarak Nizam-ı Cedit adını vermektedir.

Ø Göze batan yeniliği 1727’de matbaanın kullanılmaya başlanması.

Ø Batıda ilk kez elçilikler açıldı bunlar sırasıyla; Paris – Viyana – Londra

Ø Nizam-ı Cedit (Yeni Düzen) adında ordu kurdu. Fransa’dan Subaylar getirdi yeni ordu için. Bu yeni orduyu oluşturmasında bir tek amaç vardı o da Yeni Çeri ocağını kaldırmaktı fakat bu düşüncesi yüzünden Selim Paşa öldürüldü.

Ø Fransızca resmi yabancı dil olarak kabul edildi.


2. Mahmut Dönemi Islahatları

Ø Ayanlarla Sened-i İttifak [1]antlaşması yaptı fakat bu antlaşmayı daha sonra yok saydı ve Ayanları ortadan kaldırdı.

Ø Devletin işlevlerini birbirinden ayırdı ilk kez. Her memur işini sınırlandırdı. Devlet memurlarının kul statüsünden çıkmalarının müsadereye tabi tutulmasına son verdi.

Ø Divan-ı kaldırdı bakanlıkları (nazırlıkları) oluşturdu. Saltanat/Devlet şuralarını oluşturdu.

Ø Modern okullar açtı ve ilk kez yurtdışına öğrenci gönderdi. Bu gençler daha sonra Jön Türkler/Genç Osmanlılar olarak geri dönecek ve Meşrutiyetin ilan edilmesine neden olacaklar. Hatta Osmanlı devletini 1. Dünya Savaşına girmesine neden olacaklar.

Ø İlk öğretimi zorunlu hale getirdi fakat salt İstanbul. Muhtarlıklar kurdu.

Ø Polis, itfaiye, tıp, polis kurumlarını oluşturdu.

Ø Nüfus sayımını yaptırdı salt erkekler. Bunun nedeni olası savaşlarda asker sayısını bilmek.

Ø Askerliği 6 yıla indirdi. Redif denilen askeri birlikleri kurdu. Sekban-ı Cedit’i kurdu.

Ø Yeni Çeri ocağını kaldırdı. Vaka yiye Hayriye.

Bütün bu yeniliklere rağmen ıslahatlar amaçlarına ulaşamadı. Bunun nedenleri; Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı (Mısır Valisi), yoğun süren Rus – Osmanlı savaşları, bu yenilikleri pratiğe dökebilecek kalifiye eleman yokluğu. Yapılan yeniliklere em çok “ulema” sınıfı karşı çıkmıştır.

Abdülmecit Dönemi Islahatları

Ø Tanzimat Fermanını yayınlattı böylece Osmanlı devleti ilk kez Hukuk devleti olma sürecine girdi. (Tanzimat Fermanı bir anayasa değildir. Anayasaya giden ilk adım. Padişah tebaasının can, mal ve namusunun güvenliğini koruyacağına söz veriyor).

Ø Müsadere (devletin kişilerin özel mülkiyetine el koymasını) kaldırıyor.

Ø Gayrimüslim – Müslüman ayrımını ortadan kaldırmaya çalıştı.

Ø İlk kez mahkemeler adil ve hukuk çerçevesinde yapılmaya başlanıyor.

Ø Yasaları hazırlama görevi Meclis-i Ahkamı Adliye’ye verildi.

Ø Avrupa Hukukundan da yararlanılarak ceza, memurlar ve ticaret yasaları çıkarıldı.

Ø Askerlik, herkes için zorunlu hale getirildi.

Ø İltizam usulü kaldırılarak vergiler tahsildar denilen devlet memurlarınca toplandı.

Ø Memleket yönetim bakımından İl (vilayet), sancak, kaza (ilçe), nahiye (bucak) köy birimlerine ayrıldı. Eyalet kaldırıldı.

Ø İllerde valiye yardımcı olmak üzere, üyelerinin bir bölümü halk tarafından seçilen “İl meclisi” kuruldu.

Ø Arazi kanunu çıkarıldı, toprak mülkiyeti yaygınlaştırıldı. Demiryolları yapıldı.

Ø Avrupa’dan ilk borç para alındı. İlk kağıt para bastırıldı. Kırım savaşı sırasında.

Ø Öğretmen okulu, sanat okulu, idadi (lise), mülkiye mektebi (yönetici yetiştirmek için) açıldı. Dar-ül Fünun (üniversite) açılması için çalışmalar başladı.

Abdülmecit’in Tanzimat Fermanını yayınlamasının nedenleri ise; İmparatorluğu dağılmaktan kurtarmak, Avrupalıların iç işlerine karışması engellemek.

Ø Hızını alamayan Abdülmecit 1856 yılında Islahat Fermanını yayınlar. Bu ferman Rusya savaşında kullanabilmek amacıyla Avrupa’dan alınan borç para karşılığında ilan edilmiştir. Abdülmecit dönemi ile ilk dış borçlanma başlamıştır.

Ø Islahat Fermanın en büyük özelliği gayrimüslimlere dönük hazırlanmasıdır. Eğitim, askerlik, devlet yönetimi, mülk edinme, okul açma, mahkemelerde tercüman bulundurma gibi haklar içermektedir. Böylece Müslüman – gayrimüslim farkı ortadan kaldırıldı.

Tüm ıslahatlarda orduyu ve devleti düzeltmek temel hedef alınmıştır. Halk ve bireyler pek düşünülmemiştir. Yapılanlar kağıt üzerinde kalıyor.


2. Abdülhamit Dönemi Islahatları

Ø Genç Osmanlılara verdiği sözle tahta çıkar

Ø 2. Mahmut döneminde Avrupa’ya gönderilen çağdaş eğitimli subaylar Balkanlarda Panislavizim politikasını fark ederler. Balkan devletleri bu politika nedeniyle Osmanlıdan ayrılmak istiyorlar. Buraya gönderilen subaylar Osmanlıcılık fikri ile imparatorluğun dağılmaktan kurtulabileceğini düşünüyorlar. Genç Osmanlılar Fransız İhtilalin getirdiği tün yenilikleri öğrenerek bunu Osmanlı devletinin yapısına uygulama girişinde bulunmuşlardır. Örneğin anayasanın, demokrasinin ve parlamentonun devlet ve toplum yaşamına girmesini istiyorlar. Bunu bilen 2. Abdülhamit genç Osmanlıların isteklerini yerini getiriyor. 1. Meşrutiyeti ilan ediyor. 1. Meşrutiyet iki anlama geliyor: Anayasa (Kanuni Esasiye), Meclis (Meclis-i Mebussan). Böylece tarihimizde 1. Meşrutiyet adı verilen ve padişahın gerçek anlamda yetkilerini anayasayla sınırlandırdığı yeni bir dönem başlar. 1. Meşrutiyet ile Osmanlı devleti çok partili hayata geçiş yaşamaz. 1. Meşrutiyet bir nevi Balkan uluslarının sorunlarını çözümlemek amacıyla İstanbul Konferansı (1876) çalışmalarını engellemek amacıyla ilan edilmiştir.

Ø Padişah yetkilerini ikinci kez kısıyor (birincisi Sened-i İttifak). Kanun-i Esasiye (Türk tarihinde ilk yazılı anayasa) yürürlüğe girdi. Osmanlı meclisi kuruldu özelliği ise: 1. Ayan Meclisi (Padişahın atadıkları ömür boyu hizmet ederler), 2. Mebussan Meclisi (Halkın 4 yıllığına seçtiği vekillerden, gayrimüslimlerden oluşur, her din ve milletten unsurların olduğu ilk Osmanlı parlamentosu oluşturulmuştur).

Ø Meclisi açma kapama yetkisi, parlamento padişaha bağlı meclise karşı değil. Salt bu yüzden hak ve özgürlükler garanti altına alınmadığını söyleyebiliriz.

Ø 1. Meşrutiyetin temeli Osmanlıcılığı geliştirmek. Osmanlıcılığın temeli Fransız İhtilalidir. Meşrutiyete kadar Ümmetçilik var. Osmanlıcılık, İmparatorluğu dağılmaktan kurtarmaktır. Ümmetçiliği zıttı denebilir. Osmanlıcılık bir insanın dini, dili, ırkı ne olursa olsun Osmanlı devleti vatandaşı sayıldığı söylenebilir.

Ø Meşrutiyet ilan edildiği zaman Rusya Osmanlıya saldırıyor bunu bahane eden Abdülhamit meclisi kapatır. Ruslar Osmanlıyı ağır bir yenilgiye uğratıyor. Ayestefenos antlaşması yapılıyor. Ruslar bu antlaşma ile çok kazançlı çıkıyor. Bunu kabullenemeyen İngiltere ve Fransa bu antlaşmayı yok sayıyor. Yeni bir anlaşma yapıyorlar (İng – Fran – Rusya) bu antlaşmanın adı Berlin antlaşmasıdır. Bu antlaşma sonucunda İngiltere Osmanlının toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçer Mısır ve Kıbrıs’ı alır. Bu antlaşmanın sonucunda Sırbistan ve Bulgaristan bağımsızlığını kazanır. 2. Abdülhamit bunları bahane ederek meclisi kapatır ve 32 yıllık istibdat (baskı) dönemi başlar. İstibdat’ın amacı yeniden Monarşi rejimini kurmak.

Ø 1908 Reval görüşmeleri (İngiltere Rusları balkanlarda serbest bırakıyor). Ruslar balkanlarda Panislavizim politikasını güdüyor amacı; Slav kökenleri birleştirmek. Rus çarı ve İngiltere prensinin istekleri ile 2. Meşrutiyet ilan edilir. Amaç tekrar Osmanlıcılıktır. 2. Meşrutiyet ilan ettirenler İngiliz kralı ve Rus çarıdır. 2. Meşrutiyet ile Osmanlı devleti çok partili yaşama geçiyor. Özgürlük ortamından yararlanan meşrutiyete karşı çevreler İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı Ahrar Partisi’ni kurdular. Daha sonra muhafazakarların güçlü partisi olan Hürriyet ve İtilaf Partisi kurulmuştur. 2. Meşrutiyetin ilan edilmesinde İttihatçıların da parmağı var. 2. Meşrutiyet ilan edilirken Girit elden çıkar.

Ø Balkanlarda savaş çıkıyor, gericiler ayaklanıyor bu ayaklanmanın nedeni rejimi değiştirmek monarşi rejimini/şeriat istiyorlar. Bu olaya tarihte 31 Mart Vakası denir. İsyan bastırılır fakat sonuçları ağır olur. İttihatçılar 2. Abdülhamit’i suçlarlar ve tahttan indirirler. Yerine 5. Reşat getirilir. Bu sefer parlamento padişaha değil de meclise karşı sorumludur. Dernek ve parti kurmak yasal hale getirilir. İttihat ve Terakki partisi ilk siyasi parti olur. Bu partiye karşı Hürriyet ve İtilaf muhalefet gücü oluşturulur.


2. Abdülhamit Dönemi Sonrası Olaylar

Ø Trablusgarp Savaşı ve Uşi Antlaşması:

Ø İtalyanlar siyasi birliklerini sağlayınca onlarda sömürgecilik yarışında yerlerini almak istiyorlar. Almanya’da aynı durumdadır. Almanlar aynı zamanda İngiltere’nin sömürgelerine göz dikmişlerdir. Bu durumdan rahatsız olan İngiltere İtalya’yı aralarına çekmek amacıyla İtalya’nın Trablusgarp’ı işgal etmelerine izin veriyor ve yardım ediyorlar. M. Kemal ve arkadaşları burada başarılı bir savunma gerçekleştiriyorlar salt bu yüzden İtalya dünyada ilk kez bir savaşta uçak kullanmak zorunda kalıyor.

Ø Almanya ve İtalya’nın sömürgecilikte geç kalmalarının nedenleri; her iki ülkenin sanayi devrimini geç yaptıkları için ve siyasi birliklerini geç tamamlamalarıdır.

Ø Tunus’ta Fransa var, Mısır’da da İngiltere var. Onlarda İtalya’yı aralarına çekmek amacıyla Trablusgarp’ı bir nevi rüşvet gibi kullanıyorlar.

Ø Balkan savaşları çıkınca Osmanlı İtalya’dan barış antlaşması imzalamak istiyor. Uşi antlaşması yapılıyor. Trablusgarp İtalya’ya veriliyor ve balkan savaşları bitesiye kadar 12 Ada’da İtalya’ya veriliyor ve hala alınamadı!

Ø 1. Balkan Savaşı

Ø Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ, Yunanistan Osmanlıya savaş açarlar. Osmanlı kesin bir yenilgi alır. Bunun nedeni Jön Türklerin Osmanlı ordusuna sızmaları yani ordunun siyasete bulaşmasıdır. Londra antlaşması imzalanır. İlk ayaklanan Sırplar oluyor, ilk bağımsızlığını kazanan ise, Yunanlılar oluyor. En son ise Arnavutluk oluyor. Edirne ve Kırklareli balkan devletlerine geçiyor.

Ø 2. Balkan Savaşı

Ø Bulgaristan bu savaştan çok karlı çıkar (Romanya 1. Balkan savaşına katılmazken 2. Balkan savaşına katılır). Diğer devletler bu durumu yediremezler Osmanlı bunu fırsat bilerek Edirne ve Kırklareli’ni tekrar geri alırlar. Bulgaristan’la İstanbul antlaşması, Yunanistan ile Atina antlaşması imzalanıyor (bu antlaşmalarda orada kalan Türklerin durumu ve sınır konuşulur). Bükreş antlaşması ise kendi aralarında yapılan bir antlaşmadır.

Ø Bab-ı Ali Baskını ve Enver Paşa’nın iktidarı ele geçirmesi

Ø Balkan savaşları sonrasında Osmanlının balkanlarda sözü kalmadı. Osmanlı Almanya yakınlaşması bu döneme de başlar. Osmanlıcılık terk edildi yerine Milliyetçilik, Türkçülük, Turancılık/Pantürkizm ilkesi benimsendi. Balkan savaşlarında Enver paşa Edirne ve Kırklareli’ni geri alınca bir anda ünlendi. Bab-ı Ali baskını bir hükümet darbesidir.

Ø Osmanlı Devleti Balkan Savaşları sonrası Makedonya, Batı Trakya, Arnavutluk, Ege Adalarından toprak kaybetmiştir.

kpss tercihleri

1. Dünya Savaşı

Savaş Öncesi Avrupa’da Durum:

Ø Avusturya ve Fransa’yı yenen Prusya (Alman prensliğidir) Almanya’da siyasi birliği sağladı. Almanya Osmanlı devletiyle çıkarı için dostluk kuruyor günümüzdeki dostluklar gibi. Almanya’nın amacı sömürge yarışında yer almaktır. Osmanlı halifesinin gücünü kullanarak İngilizlerin sömürüsü altında bulunan Hindistan’daki ve Mısır’daki Müslümanları İngiltere’ye karşı savaşta yanlarında olmasını planlamaktadır. Her zaman olduğu gibi evdeki hesap çarşıya uymayacak.

Ø Almanya şiddetli bir şekilde sömürülecek yer arıyor en ballı yerler her zaman olduğu gibi İngiltere’nin elinde İngilizlerin sömürgelerine göz dikiyor. Bu durum İngiltere’nin işine gelmiyor. Almanya şiddetli bir silahlanmaya başlıyor tabi diğer ülkelerde bu yarışta geride kalmıyorlar. Avrupa’da öyle bir ortam oluşuyor ki bir devlet diğer devlete yan baksa savaş çıkacak ve sonuçta savaş kaçınılmaz oluyor.


Nedenleri:

Ø Görülen Neden: Avusturya veliahdının Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesidir. Amerikanın Irak’a kitle imha silahları bahanesiyle savaş açması gibi.

Ø Asıl neden: Devletlerin yeni sömürgeler elde etmek istemeleri. Almanya’nın İngiltere ile sömürge konusunda yarışa girmesi. Almanya’nın elinde bulunan Alsas Loren bölgesi, bu bölge zengin madenlerle doludur! Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun İtalya ile toprak sorunu. Rusya’nın uyguladığı Panislavizim politikası ki bu politika Osmanlı ve Avusturya-Macaristan devletlerini zor durumda bırakıyor. Boğazlar sorunu.

Ø Dip notlar: Osmanlı ve İtalya savaş başlarında tarafsız. Japonya, Almanya’nın elindeki kendisine ait sömürgeleri geri almak için savaşa girer. Daha sonra savaştan geri çekilir. Savaşan devletlere gıda, silah satarak 1. Dünya Savaşında en fazla kazanç sağlayan devlet konumunu alır. A.B.D. savaşı bitirmek için girer ve bu savaş hala bitmez! Tank, uçak, zehirli gaz gibi etkili silahlar bu savaşta kullanılır.

Ø Osmanlı devletinin savaşa girmesi: İngiliz donanmasından kaçan iki Alman gemisini boğazlarında geçirerek tarafsızlığını bozmuştur. Bu gemilerin adları; Goblen, Bresla’dır. Gemilerin adlarını Yavuz ve Midilli olarak değiştiren Osmanlı devleti bu gemilerle Karadeniz de yer alan Rus şehrini bombalar ve resmen savaşa girer. Osmanlı devletini savaşa sokanlar, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa.

Kafkas (doğu) Cephesi

(saldırı)
Kanal Cephesi

(Suriye-Filistin-Hicaz) (saldırı/savunma)
Çanakkale Cephesi

(savunma)
Irak Cephesi

(savunma)

Ø Amaç kuzeyde Rusya’yı yenilgiye uğratmak. Türkçülük idealine gerçekleştirmek isteyen bir cephe.

Ø Hazar denizinin kuzeyinden sokularak orada yaşayan Orta Asya Türklerini özgürleştirmek.

Ø Soğuk yüzünden kaybedildi.

Ø Bu cephenin açılmasının nedeni Osmanlı Devletinin savaşa girmek istemesinin nedenlerinden biridir.
Ø Hindistan ile İngiltere arasında yer alan Süveyş kanalını ele geçirerek İngiltere’ye Hindistan’dan gelecek yardımı kesmek.

Ø Araplar cihat çağrısına Osmanlıyı arkadan hançerleyerek cevap verirler. Araplara İngilizlerin özgürlük vericez vadiyle kandırırlar yanlarında savaşmalarını sağlar. Ümmetçilik, cihat çağrısı çöker.
Ø İtilaf devletleri zor durumda olan Rusya’ya yardım etmek için Çanakkale ve İst. Boğazı üzerinden Rusya’ya yardım götürmeyi ve İst. ele geçirip Osm. Devletine son vermek 1. Dünya Savaşını bitirmek amaçlanmaktadır.

Ø Almanları doğuda sıkıştırmak.

Ø Sonuçta; Osm. kazandığı tek cephe. Rusya’da devrim gerçekleşiyor. Bolşevikler çarlığı yıkıp Rusya’nın yaptığı tüm gizli ant. yok sayıyor aldığı toprakları geri veriyor.

Ø Savaş uzadı. Kurtuluş savaşı için zaman kazanıldı ve M. Kemal tanındı. M. Kemal 1. Dünya Savaşındaki ilk cephesi.
Ø Irak’taki petrol yataklarını İngiltere istiyor. Basra körfezinden asker çıkarıyor. İngiltere Irak’ı alıyor ve bugünkü sınırlarımıza yaklaşıyor.


Rusya’nın savaştan çekilmesiyle zorlanan itilaf devletleri A.B.D.’nin savaşa girmesiyle rahatlıyorlar. A.B.D. savaşa girerken bazı şartlar öne sürüyor. Bu şartlara Wilson İlkeleri denmektedir. Türk toprağı olmadığı halde Türk askerlerinin savaştığı cephe Makedonya cephesidir.

Wilson İlkeleri:

1. Yenenler yenilenlerden toprak almayacak.

2. Yenenler yenilenlerden savaş tazminatı almayacak.

3. Başka devletlerin egemenliği altında yaşayanlar kendi bağımsızlıklarını kendileri tayin edecekler. (Bu ilkenin temelini Fransız İhtilali oluşturmaktadır. Nüfus yoğunluğu hangi etnik kökende ise o bölgede, o etnik kökenin egemenliğinde devlet kurulacak). Bu madde İtilaf devletlerinin istismarı ile manda rejimi ile uygulanmaya çalışıldı.

4. Uluslararası bir örgüt kurulacak bu örgütün adı da BM Birleşmiş Milletler.

Not: Bu ilkelerin yayınlanmasıyla A.B.D. savaşa girer ve doğal olarak savaşın sonlanmıştır.

Dip Notlar: Çanakkale savaşında zaferinden sonra Bulgaristan İttifak devletlerinin yanında savaşa girer fakat yenilgiyi ilk kabul eden devlet olur ve savaştan çekilir. Bulgaristan 1. Dünya savaşından çekildiğini açıklayan ilk devlettir. İkinci Almanya, üçüncü Osmanlı devletidir.

Antlaşmalar:

Ø Versay: Almanya imparatorluğu yıkıldı. Siyasi, ekonomik ve toprak kaybına uğradı. Versay ant. ağır şartları yüzünden 2. Dünya savaşının nedenlerinden birini oluşturmaktadır.

Ø Sint Germain: Avusturya üzerinde Çekoslovakya, Yugoslavya, Polonya kuruldu imparatorluk çöktü.

Ø Trianon: Macaristan ayrı bir bağımsız devlet olarak kuruldu.

Ø Nevily: Bulgaristan en az hasara uğrayan devlettir.

Ø Sevr: Osmanlı en geç imzalanan ant. çünkü, Osmanlı topraklarını paylaşmakta zorlandılar. Yenilenler arasında tek işgale uğrayan devlet.

Osmanlı Devletini Paylaşma Antlaşmaları (Gizli Antlaşmalar)

1. 1916 Londra Antlaşması: Rusya’ya Doğu Trakya, Boğazlar, Doğu Anadolu (Ermeni devleti), Doğu Karadeniz (Rum Pontus devleti) verildi. Rusya savaştan çekildiği için boğazlar ortak yönetimine alındı diğer yerler için eski planlar geçerli duruma getirildi.

2. 1916 Sykes Picot Antlaşması: İngiltere’ye Ürdün’ün tamamı, Suriye’nin az kısmı, Irak’ın tümü verildi. Fransa’ya Lübnan’ın tümü, Irak’ın az kısmı, Suriye’nin çoğu verildi.

3. 1916 Mac Mahon Antlaşması: İngiltere, Fransa Araplara Osmanlı’ya karşı savaşmalarını vaat ederek bağımsızlık vereceklerini belirtmişler. Sevr ant. ile bu sözlerini tutmazlar.

4. 1917 Seant Jean de Maurienne Antlaşması: İtalya’ya Bursa, Antalya, İzmir ve Batı Anadolu toprakları verilecek. İngiltere daha sonra kararını değiştirerek İzmir’i Yunanlılara verir. İtalya bu yüzden İngilizlere küser bu durum Kurtuluş Savaşında bizim işimize gelir.

Dip not: Gizli antlaşmalarda değişiklik yaşanacak olmasının nedeni, Yunan devletinin Anlaşma Devletlerine katılması ve Rusya’da devrimin olmasıdır.

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918’de Yunanistan’ın Limni adasında imzalanmıştır) Osmanlı Devleti adına Rauf ORBAY imzalamıştır.

1. Antlaşma Devletleri boğazlara el koyarak önemli yerleri işgal edecek.

2. Osmanlı ordusu terhis edilecek ve silahlarına el konulacak.

3. Osmanlı devletinin tüm haberleşmesine ve ulaşımına el konulacak.

4. 6 ilde karışıklık çıkarsa el konulacak (Vilayet-i Sittiye)

5. Antlaşma devletleri güvenliği tehlikeye girerse diledikleri yeri işgal edebilecekler.

6. Osmanlı devleti hukuken devam etmektedir.

Dip Not: İlk işgal edilen yer Musul’dur. İlk savunma Hatay’ın Dörtyol ilçesidir. Kuvay-i Milliye’nin ilk kurulduğu yer Ayvalıktır.

İşgallere Karşı Tepkileri

Azınlıkların Tepkileri

1. Rumlar: İşgalleri desteklemişlerdir. Çünkü İstanbul, İzmir, Doğu Trakya ve Doğu Karadeniz’de idealleri olan devletleri kurmaktır. Bu amaçla Mavr-i Mira, Pontus Rum derneklerini kurdular.

2. Ermeniler: Onlarda işgalleri desteklemişlerdir. Doğu Anadolu’da Ermeni devleti kurmayı amaçlamışlardır. Bu amaçla Hınçak ve Taşnak derneklerini kurdular.

3. Araplar: Paris Barış Konferansında bile Osmanlılardan ayrılmak istediklerini savunmuşlardır.

4. Yahudiler: Filistin topraklarında bağımsız İsrail’i kurmayı amaçladıkları için olumlu-olumsuz bir görüş belirtmemişlerdir.

Türklerin Tepkileri (Müdafaa-i Hukuk Dernekleri kurulmuştur) Özellikleri:

Ø İşgallerin haksızlığını dünyaya duyurmak Anadolu’nun bir Türk yurdu olduğunu tüm dünyaya yaymak istemişlerdir. İlk kurulan örgüt, Trakya Paşa Eli’dir.

Ø Silahlı direniş örgütü değildir. Yereldir. Saltanata, halifeye bağlıdırlar.

15 Mayıs 1919 İzmir’in işgali ile Kuvay-ı Milliye (ulusal güçlere) dönüştüler. Silahlı direniş örgütleridir. Yereldirler. Gerilla taktiğiyle savaştılar. Cephe savaşı yapmadılar. İşgalleri geciktirdiler, oyaladılar. Kuvay-i Milliye’nin en başarılı olduğu yerler Urfa – Antep – Maraş.

1. Amiral Bristol Raporu: (Amerika) Batı Anadolu’nun Yunan işgalinin haklılığını araştırmıştır. Sonuçta bu raporda; Batı Anadolu’da Türklerin fazla olduğuna karar vermişlerdir bu işgali haksız bulmuşlardır. Batı Anadolu’daki katliamlarının sorumlusunu Yunanlılar olarak belirtmiştir. Türk milli mücadelesinin haklılığını ilk kez bu raporla belirtilmiştir.

2. Harbourd Raporu: (İngiliz) Doğu Anadolu’daki işgalleri haksız olduğunu bu bölgede Türk nüfusunun fazla olduğunu belirtmiştir. İşgalin haksız olduğuna karar verir.

Dip Not: Bu bölgelerde Türk nüfusunun fazla olması demek o bölgede yaşayan insanların Müslüman ağırlıkta olduğunu belirtir. Osmanlı devletinde Müslüman olan herkese Türk kimliğiyle bakılmaktadır.

M. Kemal Paşa’nın Olayları Değerlendirmesi

1. Dünya savaşı başladığı zaman Mustafa Kemal Sofya Ataşesi olarak görev yapıyordu. Bürokratik bir görevdir. Savaş bittiği zaman ise Şam’ın kuzeyinde (Yıldırım Ordular komutanı) savaşıyordu. Mondros Ateşkes ant. imzalanırken ise, ilk aşamada Mondros hükümlerine uyar. O dönemde de Vahdettin padişah Damat Ferit de sadrazam görevinde. Vahdettin M. Kemal’i 9. Ordu Müfettişliğine atar. Nedeni ise; Doğu Karadeniz’de güvenlik sorunları var. İtilaf devletleri Doğu Karadeniz’deki durumdan rahatsız ve buradaki karışıklık devam ederse işgal edeceğine İstanbul Hükümetine belirtir. İstanbul Hükümeti bu durumda M. Kemal’i 9. Ordu Müfettişliği göreviyle o bölgeye atar. 9. Ordu Müfettişliğinin olağan üstü yetkileri var. (15 Mayısta İzmir’i Yunanlılar işgal ediyor ve Kuvay-i Milliye oluşmaya başlıyor). Samsuna gelen M. Kemal o bölgede İngilizlerin cirit attığını görünce Havzaya geçer ve o bölgede bir genelge yayınlar 3 Haziran 1919 bu genelgenin amacı: Milli bilinci uyandırmaktır. Silahlı direnişten söz edilmez, hazırlık bildirgesidir. Tüm yurttaki Valilere telgraf çekerek İzmir’in işgali her yerde şiddetli protestolarla mitinglerle kınanmalıdır. Bunun nedeni ise; halkı işgallere karşı bilinçlendirmek, ulusal bilinç yaratmak için. Mondros ateşkesine uyulmamasına ordunun terhis edilmemesine istemiştir. İngilizlerde M. Kemal’in İstanbul’a geri çağırılmasını istemektedir. M. Kemal 9. Ordu Müfettişliğinden istifa eder. Yunanlılar ise; İzmir’den sonra Aydın ve Manisa’yı işgal ederler.

Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)

Ø M. Kemal, Ali Fuat, Rauf Bey, Refet Bey ve Kazım Karabekir Paşa’nın imzalarıyla yayımlanmıştır.

Ø Kurtuluş savaşının gerekçesini, amaç ve yöntemini belirler.

Ø Gerekçesi; vatanın bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul hükümeti ulus adına yüklendiği görevi yerine getirmemektedir.

Ø Amacı; ulusun istiklalini ulusun azim ve kararını kurtaracaktır. Bu ifade ile genelgenin hem işgalci emperyalist güçlere hem de İstanbul Hükümetine başkaldırı niteliğinde olduğunun kanıtıdır. Ulusal Egemenlik ilk kez dile getirilir. Milli (ulusal güçler) etkin, Milli iradeyi egemen kılmak esastır.

Ø Yöntem; Vatanın güvenli olduğu yer olan Sivas’ta ulusal bir kongre toplanmalıdır. Ermeni tehdidine karşı öncelikle Erzurum’da bölgesel bir kongre yapılmalıdır (doğu illerinin temsil edileceği bir kongre). Her sancaktan halkın güvenini kazanmış Müdafaa-i Hukuk derneklerinin seçeceği üç kişi gizlice yola çıkarılmalıdır.

Ø Bir ihtilal bildirisidir, padişaha ve İstanbul hükümetine başkaldırıdır, vatanın kurtarılması çağrısı yapılmıştır.

Ø Bütün ulusal dernekler bu genelgeyle birleştirilmemiştir. Bütün ulusal dernekler Pozantı kongresiyle birleştirilmiştir.

Özellikleri:

Ø İhtilalci bir genelgedir. (Başkaldırı hareketinin başlangıcı sinyalidir)

Ø Ayrıca Türk tarihinde ilk kez “Ulusal Egemenlik” ilkesine gidiş fikri ortaya çıkmıştır.

Ø M. Kemal askerlik görevinden istifa eder. Kongreden sonra.

Ø Milliyetçilik, bağımsızlık, milli birlik ve beraberlik, ulus egemenliği fikirlerine değinildi.

Ø En önemli özelliği olarak, ulusal bir savaşın gerekli olduğunun belirtilmesini söyleyebiliriz.

İşgallere karşı Anadolu’da diğer direnişler:

Ø Trakya Paşaeli Müdafaa-i Heyet-i Osmaniye: Rumlara karşı Doğu Trakya’da kurulmuştur. İlk milli cemiyettir. Silahlı direniş ön görmemesine rağmen bağımsız bir Türk Devleti kurmayı amaçlamıştır.

Ø Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-i Milliye: Doğuda Ermenilere karşı kurulmuştur.

Ø İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Milliye: Yunanlılara karşı kurulmuş olup, Büyük İzmir Kongresinde ilk kez “Redd-i İlhak” (birleşme) düşüncesi belirmiştir. İzmir’in işgal gecesi 14 Mayısta Redd-i İlhak cemiyetine dönüşmüştür.

Dip Notlar: Kurtuluş savaşının ilk cephesi Fransızlara karşı Mersin – Tarsus – Osmaniye çevresinde halk mücadelesi şeklinde başlamıştır. Kuvay-i Milliye’nin ilk kurulduğu yer Alaşehir’dir. İlk kongre Kars İslam Şurası’dır Ermenilere karşı kurulmuştur. 29. ve son kongre Pozantı kongresidir bu kongre ile ulusal derneklerin birleşme kararı tamamlanmıştır. Batı Anadolu’daki ilk mücadele Yunanlılara karşı Ayvalık’ta başlamıştır. Kuvay-i Milliye’nin tarafından sürdürülen mücadelenin en yoğunlaştığı yer Batı Anadolu’dur.

Ulusal (Milli) Kongreler

Milli kongre ve Sivas kongreleridir. Bu kongreler her bakımından ulusaldır. Milli Kongre ilk ulusal kongredir. İstanbul’da göz hekimliği yapan Esat Paşa tarafından düzenlenmiştir. Kongre kararlarına baktığımız zaman;

Ø Yurdun savunulması için bütün ulusal güçlerin toplanmasını

Ø Osmanlı devletinin Milletler Cemiyetine alınmasını sağlamak

Ø Türklerin uğradığı haksızlıkları tüm dünyaya duyurmak kararları alınmıştır.

Bu kongre sonuç olarak başarılı olamamıştır sebebi ise; işgal güçlerin İstanbul’da çok rahat bir şekilde hareket edebilmelidir.

Bölgesel Kongreler: Erzurum kongresi (toplanma biçimiyle bölgesel, aldığı kararlar ise ulusal bir kongredir). Alaşehir ve Balıkesir kongreler ise; her bakımından bölgeseldir. Bu kongreler ile Kuvay-i Milliye’ye yardım kararı alınmıştır. Alaşehir, Balıkesir, Nazilli, Kars, Ardahan, Edirne gibi kongreler ulusal bir hedef yoktur bölgesel kongrelerdir.

Bu kongrelerin amaçları: Kuvay-i Milliye’nin sevk ve idaresini sağlamak, ihtiyaçlarını karşılamak. Batı Anadolu Kuvay-i Milliye ile ilgilenirler. Bütün kongreler padişaha ve hilafete bağlıdırlar. Alaşehir kongresinde gerektiğinde Yunanlılara karşı itilaf devletlerinden birinden yardımının istenebileceği karar alınmıştır. Dip Not: M. Kemal sadece Erzurum ve Sivas kongrelerine katıldı.







Azınlık Dernekleri
Ulusal Birliğe Düşman Cemiyetler
Ulusal Dernekler

Ø Mavri Mira (Rumlar, Trakya)

Ø Pontus Rum (Rumlar, Karadeniz)

Ø Ermeni Hınçak ve Taşnak (Ermeni, D. Anadolu)

Ø Amaçları: İşgali kolaylaştırmak, devlet kurmak.
Ø İngiliz Muhipler (İng. mandasını istiyorlar)

Ø Kürt Teali (Kürt Devleti kurmayı istiyorlar)

Ø İslam Teali (Ümmetçilik, padişahın etkin olmasını savunuyorlar)

Ø Hürriyet İtilaf Fırkası (İttihat ve Terakkinin muhalifi)

Ø Sulh ve Selamet-i Osmaniye (padişaha bağlı)

Ø Wilson İlkeleri Cemiyeti (Amerikan Mandacılığı savunur)

Ø Amaçları: Dolaylı olarak işgali kolaylaştırma, büyük devletlerin güdümüne girmek.
Ø Trakya Paşaeli (Doğu Trakya, Yunan işgaline karşı kurulmuş)

Ø İzmir Müdafaa-i Osmaniye (Hukuk derneği, işgalden sonraki adı Redd-i İlhak olacak.

Ø Trabzon Müdafaa-i Hukuk (Pontus Rum derneğine karşı kurulmuştur)

Ø Kilikyalılar (Çukurova bölgesinde)

Ø Doğu İlleri Müd. Hukuk (Bölgedeki göçü yasaklar, bölgenin Türklüğünü savunur)

Ø Milli Kongre (İşgalin haksızlığını savunur)

Ø Amaçları: İşgali engellemek, bağımsızlığı sağlamak.


Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 4 Ağustos 1919)

Toplanma biçimi bölgesel aldığı kararlar da ulusaldır. Kararlar:

Ø Tüm doğu illeri direnişlerini tek bir çatı altında toplayabilmek.

Ø M. Kemal kongre başkanı olur. Halk M. Kemal’in liderliğini kabul eder.

Ø Ulusu temsil eden ve İstanbul hükümetinde ayrı yeni bir kurul oluşturacaktır bu madde ile ilk kez Osmanlı’dan ayrı yeni bir devlet kurulacağı sinyalleri verilmiştir.

Ø Dış yardım alınacağı karara varılmıştır.

Ø Doğudaki farklı illerdeki direniş örgütlerinin tek çatı altında “Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı ile birleştirilmesine karar verildi.

Ø Azınlıkların tam güvence altında oldukları tüm dünyaya duyurulmuştur.

Ø Ulusal iradeyi hakim kılmak esastır. Böylece padişah ve halifede kurtarılacaktır. (Bu karar bile hala Osmanlı’nın ve padişahın tükendiğinin, halk tarafından kavranmadığını göstermektedir).

Ø Vatan bölünmez bir bütündür. Bu madde ile Erzurum kongresinin ulusal bir kongre olduğunu belirtebiliriz.

Ø Erzurum kongresi öncesi M. Kemal Erzurum’a gelmeden Damat Ferit’in isteğiyle Elazığ valisi Ali Galip pusu kurup M. Kemal’i yakalatmak istediği ortaya çıkmaktadır.

Ø Kongre üyelerinden bir tanesinin istifa etmesi ve Mustafa Kemal’in onu yerine geçer.

Sivas Kongresi (4 – 11 Eylül 1919)

Ortaya çıkan zorluklar:

Ø Damat Ferit M. Kemal ve arkadaşlarını İttihat – Terakkici olmalarıyla suçlamaları.

Ø Bu kongrenin yarardan çok zarar getireceği fikrini belirmesi.

Ø M. Kemal’i kongre başkanı seçtirmeme çabaları.

Ø Amerikan mandasının (himayesinin) istenmesi.

Ø Damat Ferit’in İngiltere ve Yunanistan’la anlaşarak, Yunan ilerleyişini durdurması. Buna Milne çizgisi denmektedir. Bu çizgi M. Kemal ve arkadaşlarını direnişlerinden vazgeçirmelerini sağlamak için yapılmıştır. Damat Ferit itilaf devletleriyle anlaşarak iplerin hala kendi ellerinde olduğu izlenimi vermek istemiştir. Ayrıca Milne çizgisi Sivas kongresinden önce ortaya çıkmıştır. Erzurum kongresinden sonra yapılmıştır.

Sonuçlar:

Ø M. Kemal başkan seçiliyor.

Ø Yurtta dağınık olan tüm direniş örgütleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirme kararı alınmıştır. Aynı zamanda da Kuvay-i Milliye’yi birleştirme kararı ilk kez Sivas kongresinde almıştır.

Ø Türkler bulundukları yerleri ne olursa olsun terk etmeyecekler. Bu madde ile amaçlanan; Wilson ilkeleri gereği azınlık durumuna düşmemek.

Ø Manda ve himaye reddedildi. İlk kez Erzurum kongresinde gündeme geldi. Sivas kongresinde kesinlikle reddedildi.

Ø Osmanlı parlamentosunun (Mebusan meclisisin) açılması kararlaştırıldı.

Ø Damat Ferit hükümetiyle mücadele kararı alınmıştır. Nitekim Damat Ferit’te baskılara dayanamayarak istifa eder. İlk siyasi zafer. Nasıl yapıldı; İstanbul ile Anadolu arasındaki bağ koparıldı. İstanbul hükümetinin tüm kararları uygulanmadı. Resmi evraklar işleme alınmadı. Bu İstanbul hükümeti açısından prestij kaybıydı adeta milletsiz bir hükümet oluştu. Temsili Heyetin isteği Damat Ferit hükümetinin istifasını istedi ve amaçlarına ulaştılar.

Ø Heyet-i Temsileye’nin hükümet gibi davranmasının göstergesi Ali Fuat Paşa’nın Batı cephesi komutanlığına atanmasıdır. Bu aynı zamanda Heyet-i Temsileye’nin ilk yürütme kararıdır.

Misak-ı Milli’den T.B.M.M.’ne

Türk tarihinde ilk muhalefet, ilk özgürlükler adına siyasal mücadeleyi “İttihat ve Terakki Derneği” başlatmıştır. 3. Selim zamanında batılılaşma çalışmaları belirginleşirken. 2. Mahmut zamanında yurt dışına öğrenci gönderildi. Makedonya ve balkan ülkelerinde örgütlenen bu kişilere Genç Osman ya da Jön Türkler olarak karşımıza çıkacaklar. Abdülmecit Tanzimat yayınlar ve ilk kez sistematik olarak Hukuk devleti olma yolunda önemli bir adım atılır. Tanzimat’tan itibaren Osmanlı devletinin politikası Osmanlıcılıktır. Osmanlıcılık sayesinde imparatorluğu kurtaracaklarına inanırlar. Osmanlıcılık temelde Fransız ihtilalinden etkilenmiştir. Daha sonrada Islahat fermanı yayınlanır bu sayede de Müslüman – gayrimüslim arasındaki fark ortadan kaldırmak amaçlanmıştır. 1. Abdülhamit’te bunlara ek olarak 1. Meşrutiyeti ilan eder. Bu meşrutiyet ile tam anlamıyla özgürlükler garanti altında değildir. Çünkü padişahın elinde meclisi açma kapama yetkisi vardır. Rusya Osmanlıya saldırınca bunu bahane eden Abdülhamit meclisi kapatır. 32 yıllık istibdat dönemi başlar siyaset tekrar ümmetçiliktir. Daha sonra Reval görüşmelerinden sonra 2. Meşrutiye ilan edilir. Gericiler ayaklanır bu seferde 31 Mart olayı yaşanır amaç rejimi değiştirmek şeriat/monarşi istenmektedir. İsyan bastırılır. Abdülhamit tahtan indirilir yerine 5. Reşat getirilir. Parti kurmak yasal hale getirilir. Sonuçta, İttihat Terakki ilk siyasi parti olur ardında Ahrar partisi ile ilk kez çok partili yaşama geçilmiş olur 2. Meşrutiyet’te bu olay gerçekleşmiş olur. Bu sefer parlamento padişaha değil de meclise karşı sorumludur. 2. Meşrutiyet’ten sonra Balkan savaşları çıkar. Osmanlılar balkanlarda üstünlüğünü kaybederler. 2. Balkan savaşında Edirne ve Kırklareli’ni tekrar geri alırlar. 2. Balkan savaşından sonra artık politika Türkçülüktür.

Osmanlı Hükümeti ile Anlaşma – Amasya Protokolleri/Görüşmeleri

Ø Yeni oluşan İstanbul hükümeti ile Temsili Heyetin görüşmesidir. Osmanlı hükümeti başı Ali Rıza paşadır.

Ø Ali Rıza paşanın görevlendirdiği Salih Paşa (Bahriye nazırı) ile M. Kemal arasında olmuştur.

Ø Osmanlı devletinin Temsilci Heyetini ilk tanıdığı yerdir. M. Kemal ve arkadaşlarının hareketinin gücünü ilk kez tanıması bakımından önemlidir.

Ø M. Kemal, Osmanlı Mebusan meclisinin en kısa sürede toplanmasını istemiştir.

Ø Temsil Heyeti de Osmanlı hükümetinin işlerine karışmayacak.

Ø İstanbul hükümeti itilaf devletleriyle barış antlaşması imzalayacağı zaman Temsilci kurulundan da temsilci çağrılmasını istemiştir.

Ø Sonuçta; Osmanlı devleti sadece Osmanlı Mebuslar meclisinin açılmasına izin vermiştir. Diğer istekler kabul edilmez.


Ankara’nın Ulusal Hareket Merkezi Seçilmesi (27 Aralık 1919)

Amasya protokolü sonrası, Osmanlı meclisinin İstanbul’da açılacağı anlaşılınca, başlayan diyalog sürecini güçlendirmek için Temsil heyeti Ankara’yı yeni merkez seçer

Ø Ankara’nın M. Kemal’e ve arkadaşlarına gösterdikleri ilgi.

Ø Ulaşım olanakları, düşman işgalinden uzak olması.

Ø Batı cephesine yakınlığı.

Mebusan Meclisinin Açılması (12 Ocak 1920)

Ø Ali Rıza Paşa meclisi açar ama bazı sözleri de tutmaz.

Ø M. Kemal meclisin Anadolu’da açılması ister. Bundaki amacı, İstanbul’un işgal güçleriyle dolu olması. Mecliste bir Müdafaa-i Hukuk oluşumu istemiş fakat Felah-i Vatan (vatanın kurtuluşu) grubu oluşmuştur.

Ø M. Kemal meclis başkanı olmak istemişse de Reşat Hikmet başkan olmuştur. M. Kemal başkan olmak istemekle meclisin dağılma ihtimalini yüksek olduğundan tekrar meclisi toplamayı planlamaktadır.

Misak-i Millinin İlanı ve Kararları (28 Ocak 1920)

Kurtuluş Savaşımızın hedefinin saptandığı bu kararlar, Osmanlı meclisinin yaptığı en önemli iştir:

Ø Sınırla ve bağımsızlıkla ilgili kararlar alınmıştır. Ulusal egemenlilikle ilgili bir karar almaz.

Ø Türklerin oturduğu yerlere bakılarak sınırlar çizilir. Bu sınırla şimdiki sınırlarımıza yakın olup sadece Batum, Musul ve Kerkük şu anda bu sınırların dışında kalmıştır.

Ø Osmanlı saltanatının ve halifenin güvenliği sağlanırsa boğazlar açılabilir.

Ø Batı Trakya, Kars, Ardahan, Batum ve istenirse Arapların çoğunlukla olduğu yerlerde dahi halk oylamasına başvurulmalıdır.

Ø Bağımsızlığı sınırlayacak, siyasal – ekonomik hiçbir anlaşma kabul edilemez. Kapitülasyonlar ilk kez reddedilir.

Ø Sonuçta; Misak-i Milli bir parlamento kararıdır. Padişah onaylamaz. İşgal devletlerinin tüm baskı ve tehditlerine rağmen parlamento geri adım atmayınca İstanbul resmen işgal edilir ve meclis dağıtılır bu durum M. Kemal’in işine gelir. İşgalden kaçan yurt sevenler akın akın Ankara’ya gelirler.

Ø Misak-i Milli’yi ilk tanıyan Asya ülkesi Afganistan olur.

T. B. M. M. Yapısı ve Çalışmaları (I. T. B. M. M.)

Ø İstanbul’un işgali sonrası Ankara’ya gelen vatanseverler hızla B. M. M. açtılar. (23 Nisan 1920) Meclis açıldıktan sonra I. İnönü savaşı sonrası Türkiye adı kullanılmıştır. Çünkü henüz Yeni Türk Devleti kurulmamıştır.

Ø Amasya görüşmesinde ulusal egemenlik fikri oluşurken hayata geçirilme T. B. M. M. açılmasıyla olur. Temsil-i Heyetinin görevi de sona erer.

Ø Meclisin en yaşlı üye sıfatıyla Sinop milletvekili Şerif Bey açmış, yapılan seçimlerde oy birliğiyle M. Kemal B. M. M. başkanlığa getirilir.

Ø Şerif Bey, meclisin görev ve yetkilerini belirtmiş, meclise milletin kendisi damga vurduğu için “Ulusal egemenliğine” geçişten söz etmiştir.

Ø Yinede Osmanlı padişahına duyduğu bağlılığı dile getirerek, ulus egemenliği sözüyle çelişen bir Şerif Bey vardır.

Ø Meclisin içte ve dışta da bağımsızlık ilkesine kesin bağlı olduğunu belirtmiştir.

I. T. B. M. M. özellikleri ve Osmanlı Mebusan Meclisinden Farkları

Ø Meclis üyelerinin tamamı Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri olup tamamı müslümandır. Osmanlı meclisinde ise böyle bir durum söz konusu değildir.

Ø Meşruiyet (geçerlilik) kaynağı ulustur. Meclis ulusaldır.

Ø Meclisin açılmasıyla Sivas kongresinde oluşturulan temsil heyetinin görevi sona ermiştir. Yetkiler artık meclisindir.

Ø Meclis güçler birliği ilkesine dayanmış ve bunu 1961’e kadar sürdürmüştür. Güçler birliği ilkesi ile yasama – yürütme – yargı görevlerini birlikte yürütmüştür. Bunun nedeni ise, çabuk karar alınmak istenir ve alınan bu kararlar çabuk uygulanmak istenmesidir.

Ø Meclis anayasasını Ocak 1921’de yapmış ve adını da T. B. M. M. olarak kullanamaya başlamıştır.

Ø T. B. M. M. yapısı tamamen ulus egemenliğe dayalıdır.

Ø T. B. M. M. hukuksal niteliği güçler birliği esasına dayalıdır.

T. B. M. M. Çalışmaları

Ø Temel hedefi savaşı kazanmak olduğundan genelde bu yönde çalışmıştır. Güçler birliği yasası salt bu yüzden çıkmıştır.

Ø İlk iş olarak Hıyanet-i Vataniye yasası (ilk yasama işi yapılır) çıkartılır. İstanbul hükümetiyle ilişkiye girenler cezalandırılır. Bu yasanın öncelikli amacı, T. B. M. M.’nin otoritesini egemen kılmaktır.

Ø Askere alım, T. B. M. M. destek işlerini kolaylaştırmak adına İstiklal Mahkemeleri kurulur. İstiklal Mahkemeleri Hıyanet-i Vataniye yasasını uygulamak için kurulmuştur. İstiklal Mahkemelerinin bütün üyeleri askerdir. Meclisin üyeleri de asker ağırlıktadır.

Ø Mecliste siyasi parti yoktur. Sadece M. Kemal yandaşlarına 1. Müdafaa-i Hukukçular, karşıtlarına ise 2. Müdafaa-i Hukukçular denilmektedir. İkinciler M. Kemal’in çalışmalarını olumsuz yönde etkileyemediler.

Ø Rusya ile ilişkilerinin geliştirilmesi istenmiştir. Rusya T. B. M. M. destekler.

Not: T. B. M. M. açıldığı sıralarda İngiltere ve Yunanistan başbakanı işgalin haklılığını savunan açıklamalar yapmışlardır. Batı Anadolu’nun Yunanistan’a ait olduğunu belirtmişler ve bu uğurda Yunanlılara Avrupalıların her türlü desteğini vereceklerini belirtmişlerdir. Yunanlılara bu şekilde de Milne çizgisi aşma emri de veriliyor.

Ulusal Ordunun Kurulması ve Kurtuluş Savaşı

Türklerin M. Kemal öncülüğünde T. B. M. M. kurarak işgale karşı tek çatı altında birleşmesi, Damat Ferit hükümetini ve işgal güçlerini tedirgin etmiştir. Bu hareketi daha fazla büyütmeden uluslar arası bir antlaşma yapılması karar verildi. Çünkü bu antlaşma ile Türklerin haklı durumu boşa çıkacak ve işgal, ülkeyi parçamaları haklı ve yasal bir kılıfa bürünecekti. Bu amaçla İtalya’nın San Remo kentinde barış görüşmeleri taslak hazırlığı için toplanıldı. Tam bu sırada Yunan ordusu Milne çizgisini aşarak Bursa, Uşak, Balıkesir, Alaşehir ve çevre ilçeleri işgal edildi. Bu işgallerle “bakın Türkler bizimle baş edemezseniz direnmeniz boşuna kaderinize razı olun mesajı verilmiştir”. Yunan ilerleyişi Kuvay-i Milliye birlikleri başarısız olunca bir gerçek ortaya çıkar düzenli ordunun kurulması.

Sıkıntılar:

Ø Yıllar süren savaşlardan bıkmış halkı bu düzenli orduya katma güçlüğü, insan kaynakları sıkıntısı. Silah, cephe, giyecek, besin sorunu

Çözüm yolları:

Ø İstiklal Mahkemeleri ile askere alım hızlanmıştır.

Ø Halktan bağış almak.

Ø Posta havalelerini geciktirmek.

Ø Bankalardaki havaleler el koymak.

Ø İtalya, Fransa ve Rusya’dan el altından borç para alınmıştır.

Ø Hindistan Müslümanlarından (bugünkü Pakistan) ve Afganistan’dan maddi desteklerin gelmesi.

Not: Çerkez Ethem’in Kuvay-i Seyyare birlikleri, T. B. M. M. karşı ayaklanmaları bastırmakla görevli olduğundan düzenli ordunun içine katılmaz.

Sevr Barış Antlaşması 10 Ağustos 1920

Katılanlar: Osmanlı, İngiltere, Fransa, Yunanistan, Belçika, İtalya, Japonya, Hicaz, Polonya, Yugoslavya, Çekoslovakya

Anlaşma Hükümleri:

Ø Irak, Suriye, Lübnan Osmanlıdan ayrılacak, İngiltere ve Fransa’ya bağlı manda yönetimleri haline gelecek.

Ø Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulacak.

Ø Batı Anadolu, Doğu Trakya Yunanlılara bırakılacak.

Ø Boğazlar anlaşma devletlerinin ortak yönetimine verilecek.

Ø Osmanlı ordusu 50700 kişiyi geçmeyecek.

Ø Zorunlu askerlik uygulaması kalkacaktır.

Ø Azınlıklara geniş haklar verilecek.

Ø Ekonomi, yönetsel, yargısal kapitülasyonlar genişletilecek.

Ø Savaştan zarar görenlere Tazminat ödenecek.

Ø Akdeniz İtalya’ya Mardin’in doğusu İngilizlerin; Silifke – Kayseri – Tokat – Mardin çizgisi içinde kalan yerler Fransa’ya bırakılacak.

Sonuç:

Ø Bu antlaşmayı sadece Osmanlı Saltanat Şurası onaylamıştır. (Ferik Rıza Paşa hariç) Parlamento onayı yoktur. Bu antlaşmanın hukuken geçersiz sayılmasının nedeni de Osmanlı Parlamentosunun onaylamamasıdır.

Ø T. B. M. M. böylesi bir antlaşmayı tümden reddetmiş ve bunu imzalayanları vatan haini ilan etmiştir.

Ø Bu antlaşma ile Türk halkı iyice uyanmıştır M. Kemal’in haklığı iyice ortaya çıkmıştır.

Ø Buna rağmen Damat Ferit’in kışkırttığı ve dinin kullanıldığı isyanlar T. B. M. M. karşı yapılmaya devam etmiştir.

Ø Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe T. B. M. M. karşı ayaklanmışlardır. Çerkez Ethem’in T. B. M. M. karşı ayaklanmasını nedeni T. B. M. M. başkanlığı istemesi ve düzenli ordunun komutanlığını istemesi ve istekler reddedince isyan ediyor.

Ø T. B. M. M. – Rusya ilişkileri genişler ve S. S. C. B. Misak-i Milliyi ilk tanıyan ülke olur.

Düzenli ordunun ilk büyük başarısı

Ø Düzenli ordu kurulunca Batı orduları komutanlığına İsmet bey (İnönü), Doğu orduları komutanlığına Kazım Karabekir paşaları atanmıştır. Doğuda Ermeni çetelerinin katliam ve saldırıları, Sevr’e göre bağımsız Ermenistan sözü verilince iyice artmıştır. Bütün bunların üzerine Kazım Karabekir ordusu ile Ermenilere karşı başarılı bir hareket düzenlemiştir. Rusların desteğiyle Ermeniler T. B. M. M. ile masaya oturarak Gümrü barışını imzalarlar. Rusların bu dönemde Türkleri desteklemesinin nedeni; topraklarının, batılı devletlere karşı güvence altına almak istemesidir.
Gümrü Antlaşması (2-3 Aralık 1920)

Ø Rusya’nın izinde Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ile imzalanmıştır.

Ø Bu antlaşma ile T. B. M. M. hem ilk siyasi hem de ilk askeri başarısıdır.

Ø Ermeniler, Ermeni sorunu denilen iddiadan vazgeçtiklerini ve Türk topraklarındaki istek – emellerinde vazgeçmişlerdir.

Ø Düzenli ordu ilk savaşı kazanmıştır.

Ø Ermeniler Sevr’i geçersiz saydıklarını açıklamışlardır. Misak-i Milliyi tanıyan ilk ülke.

Ø Bu anlaşmayla T. B. M. M. uluslar arası alanda varlığını ispatlamıştır.

Ø Tarihte ilk kez bir anlaşmada Türk adı vurgulanmıştır.

Ø Doğu cephesi kapanır. Doğu ordusu Batıya kaydırılıyor.

Not: Bu anlaşmadan kısa bir süre sonra Gürcistan ile de bir barış anlaşması yapıldı. Ardahan ve Artvin alındı. Fakat Batum geri verildi. Gürcistan’a Batum’un verilmesi Misak-i Milli’den ilk fire verilmiştir.




Kurtuluş Savaşı

Kurtuluş Savaşında ulusal hareketi destekleyen basın yayın organları: Anadolu Ajansı[2], Yenigün, Hakimiyet-i Milliye. Anadolu’da son durum; Güneydeki halk mücadelesi (Kuvay-i Milliye) Fransızlara ve Ermenilere karşı artık zafer noktasına gelmiştir. Doğu cephesi ise Gümrü Antlaşması ile kapatılmış ve başarı kazanılmıştır. İşgalcilerin milletvekilleri de oy kaybettikçe, yenilgiler üzerine kendilerini sorgular hale gelmişlerdir. Bu durumda Türklere şirin görünmek için Damat Ferit istifa ederek yerine Tevfik Paşa gelir. Tevfik Paşa son Osmanlı sadrazamıdır.

Güney Cephesi: Antep, Maraş, Urfa Kuvay-i Milliye’nin zaferler kazandığı ve bölgesini kurtardığı tek cephedir. Sakarya cephesinden sonra küskün İtalyanlar bölgeyi terk edecekler.

İç Cephe: Çerkez Ethem isyanı ile ortaya çıkmıştır.

Doğu Trakya Cephesi: Boğazların işgali yüzünden bu bölgeye yardım gönderilemiyor. Mudanya ateşkes antlaşması ile bu bölge kazanılır.

I. İnönü Savaşı, II. İnönü Savaşı, Kütahya Eskişehir, Sakarya Savaşı (savunma cepheleridir). Büyük Taarruz/Başkomutanlık Meydan Savaşı (saldırı).

I. İnönü Savaşı ve Çerkez Ethem Olayı (6-11 Ocak 1921)

Ø Çerkez Ethem şahsi isteklerini T. B. M. M. tarafından kabul edilmeyince isyan eder. Yunanlılarla anlaşan Çerkez Ethem Kütahya’da isyan başlatır amacı Türk ordusunu pusuya düşürmektir. İsmet İnönü bu oyuna gelmeyince Yunanlılar saldırıya geçerler. Yunan ordusunu yenen İnönü Kütahya giderek Çerkez Ethem isyanını bastırır. Çerkez Ethem’de Yunanlılara sığınır.

Sonuçları:

Ø T. B. M. M. ve halka güven gelir.

Ø Fransa ve İtalya T. B. M. M. görüşülmesi gereken ciddi bir unsur olduğu fikri ortaya çıkar. Nitekim; Londra Konferansı yapılır. Bu konferansa hem Osmanlı hem de T. B. M. M. çağırılır. Bundaki amaç Türkleri zayıflatmaktır. Konferanstan herhangi bir barış antlaşması kararı çıkmaz. O güne kadar bir isyancı bir hareket olarak görülen ve dikkate alınmayan T. B. M. M. konferansa davet edilmesi T. B. M. M. resmen tanınması demektir. Fransa ve İtalya, Yunanistan’ı da konferansa davet etmişler.

Ø Rusya İnönü savaşının kazanılmasıyla Moskova antlaşması imzalar. Rusya T. B. M. M. ile ilk kez masaya oturur. Rusya aynı zamanda Sevr’i tanımayan ilk ülkedir.

Ø I. İnönü Savaşı sonunda ilk anayasa 20 Ocak 1921 (ulusal egemenliğe dayalı) yürürlüğe girer ve Türkiye Devleti kurulur.

I I. İnönü Savaşı

Ø Londra konferansında çözüm olmayınca Yunanlılar bir saldırı daha yaparlar ama Paşa İnönü düşmanı bir kez daha alt eder.

Kütahya Eskişehir Savaşları

Ø Batı cephesinde kaybedilen ilk cephe.

Ø İngilizlerin büyük desteğini alan Yunanlılar Türkleri yok etmeyi planlarlar.

Ø Savaşı Yunanlılar kazanır.

Ø Türk ordusu geri çekilerek (Sakarya ırmağının doğusuna) daha büyük kayıplar vermekten kurtulmuştur. Bu yenilgi nedeniyle; Ankara’da panik oluşur Meclisi Kayseri’ye taşıma gündeme gelir. Ordunun dağıtılışı yeniden Kuvay-i Milliye’nin kuruluşu gündeme gelir. M. Kemal sorumlu tutulur. O zaman M. Kemal tüm sorumluluk kendisindeyse o zaman tüm yetkilerin kendisinde toplanmasını ister. Başkomutanlık yetkisidir. 3 aylık süreyle bu görevi alır. Meclisin yetkilerin hepsinde kendisinde toplanmıştır. Adeta bir diktatör gibi yetkileri vardır.

Ø M. Kemal Başkomutanlığı alınca ilk iş olarak Tekalif-i Milliye Emirlerini (Ulusal Yükümlülükler) yayınlar.

Ø Bu ordunun maddi ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardığı bir yasadır. Halktan ellerinde bulunan tahıl ve giyeceklerin %60’nı cephanelerin ise %100’ünü ister.

Ø Emirlere uymayanlara İstiklal Mahkemelerinde yargılanır.

Sakarya Savaşı

Ø Dünya tarihinde ilk kez top yekün savaş kavramını, bu savaşta M. Kemal uygulamıştır. (Hatt-ı Müdafaa yoktur. Sath-ı Müdafaa vardır). Çetin muhabereyi Türk ordusu kazanmıştır ve bu savaş Kurtuluş Savaşımızın son savunma savaşı olacaktır.

Sonuçları:

Ø Türkler bu savaşı kazanarak varlıklarının Anadolu’dan atılamayacağını kanıtlamaktadır.

Ø T. B. M. M. iyice güçlendi savaşı yürütenler iyice itibar kazandı.

Ø Meclis M. Kemal’e Gazilik ve Mareşallik unvanları verdi.

Ø Bozuk olan ekonomi daha da kötüleşti.

Ø İtalya hemen Fransa ise Ankara antlaşmasında (1921) sonra Türkiye’yi terk ettiler. İngiltere ve Yunanistan bölgeyi terk etmediler.

Ø Fransa’nın Ankara antlaşması ile; Hatay dışında bugünkü Türkiye – Suriye sınırı çizildi. Fransa ile savaş durumu sona erdi. Hatay için özel yönetim tanındı.

Ø Rusya’nın girişimiyle Azerbaycan – Gürcistan – Ermenistan ile T. B. M. M arasında Kars Antlaşması imzalandı. Doğu sınırlarını güvence altına alan bir antlaşmadır.

Büyük Taarruz/Başkomutanlık Meydan Savaşı (26 Ağustos-18 Eylül 1922)

Ø Artık Yunanistan’a son darbe vurulmalıydı. Bu ise yaklaşık 1 yıllık uzun bir süre askeri hazırlıkla gerçekleşmiştir. Bu süre zarfında askerlerin ihtiyaçları karşılanır.

Ø En sonunda M. Kemal komutasındaki Türk birlikleri 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz’a girişmiştir.

Ø Kısa bir süre sonra Yunan savunması yarılmış Batı Anadolu 18 Eylül’e kadar Yunan işgalinde temizlenmiştir.

Ø Yunanlılar kaçarken İzmir’i yakmayı da ihmal etmemişler.

Kurtuluş Savaşının Bitmesi

Ø Türk ordusu Batı Anadolu’yu kurtardıktan sonra kurtarılmayı bekleyen yerler var; Boğazlar (İngilizler) ve Doğu Trakya (Yunanlılar).

Ø Ordu tüm olumsuzluklara rağmen Marmara’ya yönelir Çanakkale’de İngiliz birlikleriyle karşılaşılır. İngilizler ile Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanır. Bu antlaşmanın imzalanma nedeni İngilizler, Fransa ve İtalya’dan artık gerekli desteği arık alamamaktadır. İngiltere kamuoyu da Lloyd George hükümetine; dünya kamuoyuna kendilerini işgalci göstererek, küçük düşürdüğü için kızgındır. Bu nedenlerden ötürü 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanır.

Mudanya Ateşkes Antlaşması

Katılanlar: T. B. M. M. adına İsmet İnönü, İngiltere, Fransa, İtalyan ve Yunanistan generalleri. Türkiye’yi İsmet İnönü temsil etmiştir.

Ø Türk Yunan orduları arasındaki çatışmalar sona erecektir.

Ø Yunanlılar ateşkes sonrası 15 gün içinde Doğu Trakya’yı boşaltacak ve bundan sonraki 30 gün içinde Doğu Trakya T. B. M. M. devredilecek.

Ø Meriç’in batısında bir miktar anlaşma askeri barındırılacak. Bu madde ile hala Avrupalılar Türklerin Yunan toprağına saldırabileceğini düşünmüşlerdir.

Ø Barışa kadar T. B. M. M. 8000 jandarmayı Doğu Trakya’da tutacaktır.

Ø Barışa kadar İstanbul ve Boğazlardaki Anlaşma devletleri varlığına devam edecekler.

Ø Sonuçta; Mudanya Ateşkes ile Doğu Trakya savaşsız kurtarılmıştır. İstanbul ve boğazlar henüz kurtarılamamıştır. Bu yerler de Montrö sözleşmesinde kurtarılacak.

Ø Boğazlarla ilgili bir karar alınmaz. Doğu ve Batı Trakya, İstanbul’la ilgili kararlar alınır.

Sonuç:

Ø Mudanya Ateşkes ile Anlaşma devletleri Yeni Türk devletinin varlığını resmen tanımışlardır. Osmanlı devleti hukuken sona erer.

Ø İngiltere Başbakanı Lloyd George ve Hükümeti bu anlaşmayı bir yenilgi sayarak istifa ederler. Sıra barışa antlaşmalarına gelmiştir.

Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

Mudanya Ateşkesinden sonra barış görüşmeleri başlarken 2 tane sorun çıkar. Bunların ilki; M. Kemal barış antlaşmasının İzmir’de yapılması ister bundaki amacı da Yunanlıların İzmir’de yaptığı tahribatı tüm dünyaya göstermek ve anlaşma yapılırken avantajlı konuma geçmektir. Bu istek kabul edilmedi İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanmıştır. İkinci sorun ise; Lozan barış görüşmelerine hem T. B. M. M. hem de Osmanlı devleti birlikte çağrılmıştır. Yabancı devletlerin bunda bir amacı vardı o da Türk tarafını 2 başlı hale getirmek yani anlaşma metni imzalanırken Türkleri güçsüz bırakmaktı. T. B. M. M. verilen önergeyle saltana kaldırıldı. T. B. M. M. bundaki amacı ise iki başlılık yaratmamak. Böylece;

Ø Devrimlerin en önemli engellerinden birinin ortadan kaldırıldı.

Ø Osmanlı devleti varlığını resmen yitirdi.

Ø Osmanlı Meclisi, Anayasası (Kanun-i Esasiye) varlığını yitirdi.

Ø Saltanat kaldırıldı fakat Halifelik makamı yine Osmanlı ailesine bırakıldı.

Ø Son padişah Vahdettin İngiltere’ye sığındı.

Ø T. B. M. M. son halife olarak Abdülmecit efendiyi seçmiştir.

Not: Lozan öncesi Tevfik paşa (İstanbul hükümeti temsilcisi) M. Kemal’e yazdığı mektup da Lozan’da birlikte hareket etme teklifi getirmiştir. M. Kemal buna tepki göstererek İstanbul hükümetini bir kurul olarak gördüğünü bildirmiştir.

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Saltanat kaldırıldığı için Lozan’a Türkleri temsil eden sadece T. B. M. M. katılacaktı. Türk tarafına İsmet İnönü başkanlık yapar çünkü Mudanya’daki başarılı politik hamleleri. T. B. M. M. İsmet İnönü’ye 2 konuda taviz vermemesi istemiştir bunlar;

1. Ermeni yurdu söz konusu olamaz, olursa görüşmeler terk edilir.

2. Kapitülasyonlar kabul edilemez, gerekirse görüşmeler kesilir.

Katılan ülkeler: Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Yugoslavya. Boğazlar görüşülürken de Bulgaristan ve Rusya’da katılmıştır.

Görüşmelerin kesilmesi: Konferansta Ermeni sorunu açılmamış fakat kapitülasyonların kaldırılmasını İngiltere (Dış İşleri Bakanı Lord Curzon) istememiştir. Bunun üzerine Türk heyeti görüşmelerden çekilmiştir.

Alınan Kararlar:

Ø Kapitülasyonlar; her sonucuyla kaldırılmıştır.

Ø Sınırlarımız:

Suriye Sınırı: Fransa ile Sakarya savaşı sonrası yapılan Ankara antlaşmasını uygun çizildi. (Hatay sonradan 1939’da Türkiye’ye katılmıştır)

Irak Sınırı: Çizilemedi. Türk – İngilizlerin görüşmeleri ile bu sınırın çizilmesine (9 ay içinde) karar verildi. Milletler Cemiyetine görüşülmesi için bırakıldı.

Batı Sınırı: Misak-i Milli’de olduğu gibi Meriç ırmağı baz alınarak çizildi. Türkiye’ye yakın Yunan adalarının silahsızlandırılması kabul edildi.

Doğu Sınırı: Moskova – Kars Antlaşmalarına göre çizildi.

Ø Borçlar: Osmanlı’nın aldığı borçları, Türkiye topraklarına harcananları borç olarak kabul edildi ve 27 yıl eşit taksitle ödendi.

Ø Savaş Tazminatı: İzmir’in yakılmasına karşılık Karaağaç ilçesi Türkiye’ye verildi.

Ø Boğazlar Meselesi: Bu uygulama aslında Misak-i Milli’ye uyuyor fakat ulusal egemenlikle bağdaşmıyor. Boğazlar görüşülürken Rusya ve Japonya’da katılıyor.

Ø Nüfus Mübadelesi: Türkiye’de ki Rumlarla, Yunanistan’da ki Türkler değiş-tokuş kabul edildi. İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türkleri bu uygulamanın dışında tutuldu yani, İmroz, Bozcaada ve İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Gümülcine, Selanik’te yaşayan Türklerdir. Bunun nedeni ise; Azınlık kavramı yerine herkes Türk uyruklu kabul edildi. Türkiye, Fener Rum Patrikhanesinin İstanbul’dan ülke dışına gitmesini istiyordu. Ama bunu kabul ettiremedi.

Sonuç Olarak:

Ø Lozan Barışı ile yeni Türk devleti varlığını ve bağımsızlığını tüm dünyaya kanıtlamıştır.

Ø Bu antlaşma ile 1. Dünya Savaşı hukuken sona ermiştir.

Ø Batı Trakya ve Ege adalarını geri alamadık.

Ø Musul ve Hatay sınırlarımızın dışında kaldı. Boğazlar üzerinde tam egemenlik kuramadık.

Lozan’dan sonra devam eden sorunlar:

Ø Ortodoks Kilisesi Patriğinin İstanbul’da kalması.

Ø Musul – Kerkük sorunu.

Ø Boğazlarda tam egemenliğin sağlanması.

Cumhuriyet’in İlanı – Halifeliğin Kaldırılması

Fethi Okyar Hükümeti’nin çekilmesinden sonra yaşanan hükümet sorunu üzerine Cumhuriyet ilan edilir. I T. B. M. M. görevini yapmış ve Kurtuluş Savaşını kazanmıştı. Lozan barış görüşmeleri sürerken yeni dönemin yeni meclisini oluşturmak adına 16 Nisan 1923’de seçim kararı alındı ve I T. B. M. M. kapatıldı. Yapılan seçimleri doğal olarak Anadolu – Rumeli Müdafaa – i Hukuk Cemiyeti üyeleri ve taraftarları büyük çoğunlukla kazandılar. Lozan barışı sonrası 11 Ağustos 1923’de II. T. B. M. M. açıldı. Bu dönemde hükümet bunalımı yaşanmıştır bunun nedeni ise; 1921 Anayasasında hükümetin kurulmasına ilişkin maddedir. İkinci meclisin açılması seçimle meydana gelmiştir. 11 Eylül 1923’te ise M. Kemal Anadolu – Rumeli Müdafaa – i Hukuk Cemiyeti temeli üzerine Halk Fırkasını kurdu. (C. H. P.) Bu parti yeni Türk devletinin ilk siyasi partisidir. Cumhuriyet ilan edilmeden önce Meclis Hükümeti sistemi işliyor. Meclis başkanı hükümetinde başkanı. Güçler birliği ilkesi anlayışı var bütün millet vekilleri bu haktan yararlanıyor. Halifeliğin kaldırılması ulusçuluktur.

Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)

Muhalif gruplar M. Kemal’in Başkomutanlık yetkilerinden rahatsızlık duymaya başladılar. O güne değin mecliste Meclis Hükümeti sistemi işliyordu. Yani; Meclis başkanı, Bakanlar meclisin içinden ve seçimle belirleniyordu. Yeni meclis açılalı 3 ay olmasına rağmen bir türlü hükümet kurulamamıştır. Bunun üzerin; M. Kemal isteğiyle Cumhuriyet rejimine geçiş önerisi verdi. 29 Ekim 1923 büyük bir coşkuyla Cumhuriyet ilan edildi.

Ø M. Kemal ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Ø Türkiye Devletinin adı (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) değişti.

Ø Meclis sistemi yerine şuanda işleyen parlamenter (kabine) sistemine geçildi.

Ø Yeni sistem gereği Cumhurbaşkanı M. Kemal, İsmet Bey’i hükümet kurmakla görevlendirdi. İsmet bey, T.C.’nin ilk başbakanı oldu. Yeni hükümetin bakanlar kurulunu İsmet bey belirledi ve hükümet Meclisten güvenoyu alarak işbaşı yaptı.

Ø Cumhuriyetten sonra kabine sistemi geçilmiştir. Yasama erki Meclise ait. Yürütme hakkı da hükümet ama yürütmenin başı Cumhurbaşkanıdır.

Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

Ø Saltanatı kaldırarak laikliğe giden ilk adım atılmış oldu.

Ø İkinci adım da halifeliği kaldırmakla oluyor.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (İlerici Cumhuriyet Partisi)

Ø Çok partili yaşama geçiş için atılan ilk adım.

Ø Cumhuriyetin ilanına ve halifeliğin kaldırılmasına tepki olarak kuruldu.

Ø M. Kemal ilk başlarda demokrasilerde iktidarı denetleyen dürüst bir partinin olması istemiştir.

Ø Ama parti giderek devrim ve Cumhuriyet karşıtlarıyla dolmaya başladı.

Ø En sonunda cumhuriyet tarihimizin en büyük iç isyanı patlak vermiştir Şeyh Sait Ayaklanması (13 Şubat 1925)

Şeyh Sait Ayaklanması Nedenleri:

Ø Terakkiperver partisinin verdiği dini cesaret.

Ø Lozan sorunu Irak sorunu çözülemeyince Türk ordusu Musul ve Kerkük’ü almak için harekete geçmiştir bunu duyan İngiliz ajanlarının Bölgemizde cirit atarak isyanını kışkırtmışlardır.

Sonuçları:

Ø Ayaklanma çıktığında Başbakan Fethi Beydi. Fethi bey bu durumu çözemeyince yerine tekrar İsmet İnönü Başbakan olur.

Ø İsmet bey hemen Takrir-i Sükun kanunu çıkartır. (ilk sıkı yönetim)

Ø Cumhuriyet karşıtı basın yayın organları ve partilerin kapatıldı. Terakkiperver kapatıldı.

Ø 1925 – 1929 tarihleri arasında Takrir-i Sükun kanunları sıkı bir şekilde uygulanmıştır.

Ø İngiltere ile imzalanan Ankara antlaşması ile Musul ile Kerkük elimizden çıkartmak zorunda kaldık. (1926)

İç Siyaset

İç siyasetimiz 1923 – 30 ve 1930 – 38 dönemleri olarak ikiye ayrılır. Bu ayrılmanın nedeni ise 1929 Dünya ekonomik bunalımıdır.

1. 1923 – 30 Dönemi: Bu dönemde liberal politika uygulanıyor. İzmir İktisat Kongresi düzenleniyor ve bu kongre tam anlamıyla liberal politikaya hizmet etmektedir.

Ø Siyasi Liberalizm: Merkezi İngiltere, demokrasi, kardeşlik, insan hakları, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, ulus devletleri kurulmalı, yönetimde cumhuriyet olmalı. Hukuk devleti, şeffaflık olmalı.

Ø Ekonomik Liberalizm: Devletlerin ekonomiye en az müdahale etmesidir. Ütopya devletin ekonomiden tamamen çekilmesidir. Özel girişimcilerin desteklenmesi gerekmektedir (Teşebüs-i Şahisi). Verimlilikte artış. Serbest Pazar. Sınırsız rekabet hedef, düşük fiyat ve kaliteli ürün.

Türkiye Cumhuriyeti liberal ekonomiye geçememiştir. O zamanlar ticaret yapanlar gayrimüslimler zengin olan onlar. Osmanlı devletinde müsadere sistemi var devletin özel mülke izin vermeme gibi bir durum söz konusudur. Bu yüzden gayrimüslimler mallarını vakıflara yatırarak kurtarmaya çalışmışlardır.

Önemli olaylar:

Ø 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi. Başkanlığı Kazım Karabekir yapar. En önemli karar Aşar Vergisinin kaldırılmasıdır. Yeni Devletimizin ekonomi politikası belirlenmiştir.

Ø İlk olarak halifeliğin kaldırılması.

Ø Şeyh Sait İsyanı ve Takrir-i Sükun kanunu

Ø Tekke-Zaviye-Türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925 (Laiklik)

Ø Şapka giyilmesi (Batılaşma)

Ø Uluslar arası saat ve takvimin kabulü (Batılaşma, ticaret için yapılmıştır)

Ø Medeni kanunun yürürlüğe girmesi (Halkçılık)

Ø Devletin dini İslam’dır hükmünün Anayasadan çıkarılması (1928)

Ø Uluslar arası rakamların kabulü (Batılılaşma)

Ø Harf inkılabı ile Millet Mektepleri açıldı. (Batılılaşma) Millet Mekteplerinin görevi okuma yazma oranını artırmak.

Ø Tevhidi-i Tedrisat Kanunu ile eğitim öğretim birleştirildi.

2. Devletçi Ekonomi: Liberal ekonominin zıttıdır. Devletçiliğin tepe noktası sosyalizm. Ütopyası komünizm. Türkiye’de planlı ekonomiye geçiliyor devlet her şeyiyle pazara hakim.

Ø Kadınlara belediye seçimlerinde seçme – seçilme hakkının tanınması (3 Nisan 1930) 1933’te muhtar, 1934’te de milletvekili olma hakkını elde etmiştir. Kadınlara ilk olarak enlenme ve boşanmada erkekle eşit söz sahibi olma.

Ø Uluslar arası ölçülerin kabulü (Batılılaşma)

Ø Türk dil kurumunun kurulması

Ø Üniversite reformu. Dar-ül Fünun, İstanbul Üniversitesine dönüştürüldü.

Ø Soyadı kanunu (Halkçılık)

Ø Din adamlarının kılıklarının düzenlenmesi (Halkçılık)

Ø Kadınlara seçme seçilme hakkı elde etmiştir. 5 Aralık 1934 (Halkçılık, Milliyetçilik)

Ø Anayasa’ya 6 Atatürk ilkesinin girmesi.

Atatürk Dönenimi Diğer Olaylar

Serbest Fırkanın Kurulması

Ø Takriri-i Sükun kanunun kaldırılmasıyla Atatürk yeniden çok partili rejim denemesine girişti. İlk kez Terakkiperverdi.

Ø Bu amaçla Fethi Bey Serbest Cumhuriyet Fırkasını kurdular.

Ø Fakat 3 ay gibi kısa sürede partiyi kapatmak zorunda kaldı. Nedeni ise; partiye halife, saltanat yanlıları ile dolmuştu. Bu sebeple parti hemen kapatıldı.

Ø Atatürk Fethi Okyar’dan partiyi kurmasını isterken Cumhuriyetçilik, Laiklik ilkelerinin parti programında yer almasını şart koşmuştur.

Menemen Olayı (23 Aralık 1920)

Fethi beyin haklığını gösteren bir olaydır. Olayı çıkaran yakalanır ve en ağır şekilde cezalandırılır. Bu isyanın sonuçlarına bakılırsa:

Ø Cumhuriyet rejimine karşı tehlikelerin hala bitmediği ortaya çıkar.

Ø Olay her yerde lanetlendi. Halkla gençlik arasında sağlam bağlar oluştu. C.H.P. gençlik ve kadın kolları bu zamanda ortaya çıkıyor. Amaç, devrimi tabana yaymak.

Ø Bir süre daha çok partili hayata geçilemeyeceği anlaşıldı.

Bursa olayı: Türkçe ezan tartışmalarından ötürü çıkmış bir ayaklanmadır.

Atatürk’e Suikast Girişimi 1935

Çerkez Ethem ve adamları planlamıştır. Kişiler yakalanıyor ve halk Atatürk’e olan sevgisini gösterilerle dile getiriyor.

Ağrı ve Tunceli Olayları

Ø Ağrı’da eşkıyalık amaçlı bir olay çıkmış ve hemen bastırılmıştır.

Ø Tunceli’de de devletin yol okul yapımı gibi girişimleri kendi çıkarları zarar görenlerin kışkırttığı olayladır hemen bastırıldı.

Başbakan’ın değiştirilmesi

Ø Atatürk ile İsmet İnönü arasında bazı dış siyaset ve ekonomik alanda anlaşmazlık olunca Celal Bayar başbakan seçilir Atatürk öldüğünde Celal Bayar başbakandı.

Atatürk’ün Ölümü: Atatürk ölümü üzerine tüm mal varlığını yönetimine partisine yani C.H.P.’ye vermiştir.

Atatürk Döneminde Olan Önemli Gelişmeler

Ø Halk Evleri ve Millet Mektepleri kuruldu.

Ø Balkan Antantı (1934), Sadabat Paktı (1937) ve Uluslar Cemiyetine (1932) (Cemiyet-i Akvam) üye oldu.

Ø Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. (1936)

Ø Atatürk Söylevinde (Nutuk) 1919 – 1927 dönemlerini anlatmaktadır.

Ø Sanayi-i Nefise Mektebinin, Güzel Sanatlar Akademisine ve Milli Musiki ve Temsil Akademisinin Ankara Konservatuarına dönüştürüldü. Müzecilik olmamıştır.

Ø Terakkiperver, Serbest Cumhuriyet, Ahali Cumhuriyet, Türk Cumhuriyet Amele ve Çiftçi partisi kurulmuştur. Halk Fırkasına karşı kurulmuş partilerdir.

İsmet İnönü Dönemi İç Siyaset

Atatürk’ün ölümünde bir gün sonra İsmet İnönü Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmiştir. 1950 yılına kadar ülkeyi yönetmeyi başarmıştır. Kendisine duyulan büyük saygınlık ve C.H.P.’deki büyük gücü yüzünden Milli Şef olarak tanındı. Dönemin önemli olayları:

Ø Köy Enstitüleri açarak devrimci iyi yetişmiş öğretmenleri kırsala gönderdi. Köy Enstitülerinin amacı yapılan devrimleri en ücra köşelere götürmek.

Ø Batı ve doğu kültürlerini tanıtmak için Türkçeleştirilen eserler bastırdı.

Ø Klasik müzik için önemli adımlar attı.

Ø Tiyatroya ve sanatın diğer alanlarına önem verdi. Bunlar batılılaşma, çağdaşlaşma çabasıdır.

Ø Teknik eğitimin temelleri döneminde atılmıştır. Meslek liseleri açıldı.

Ø İlk kez onun döneminde Toprak Kanunu çıkardıysa da başarılı olamadı. Bu kanun ile çiftçilere devletin elindeki toprakların verilmesiydi. Toprak ağaların doğmasına neden olacak.

Ø İnönü döneminde 2. Dünya Savaşı çıkmış tüm ısrarlara rağmen Türkiye’yi savaştan korumuştur bu İnönü’nün en önemli başarısıdır. Savaş sonrası Türkiye büyük sıkıntılar çekseler bile savaşan ülkelere krom madeni satarak ihracat yapmıştır. Merkez Bankasına büyük bir döviz girdisi sağlanmıştır.

Ø Savaş bitimiyle İnönü BM’ye çok partili rejime geçirileceği açıklamıştır. Sonuçta Demokrat Parti ve Milli Kalkınma Partisi kuruldu.

Ø 1946’da seçimlere gidilmiş fakat açık oy gizli sayım yapıldığı için çok tartışılmıştır.

Demokrat Parti Dönemi

Ø 1946 seçimlerine itiraz çok olduğu için erken seçime (1950) gidildi ve bu seçimi Demokrat parti kazandı. Bu sefer gizli oy, açık sayım uygulandı. 27 yıllık C.H.P. iktidarına son vermiştir C.H.P. 1950 yılından beri iktidara gelemedi.

Ø Bu dönemde ezanın arapça okunması serbest hale getirildi.

Ø Halen yürürlükte olan Atatürk aleyhine işlenen suçlar kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunu çıkarma sebebi ise, Demokrat parti iktidarı ile beraber Atatürk’e çirkin saldırılar yapılmıştır.

Ø Köy Enstitüleri ve Halk Evleri kapatıldı.

Ø Muhalefeti susturmak için Tahkikat Komisyonlarının kurulması sonucunda 1960 darbesi gerçekleşir. Tarihimizde 1971 yılında 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi olmuştur.

Ø 2. dünya savaşından sonra Amerika ve Sovyetler Birliği soğuk savaşa girişiyorlar. Amerika 2. Dünya Savaşından etkilenen ülkelere para ve gıda yardımı yapıyor. Demokrat parti bundan faydalanarak halka bol bol ucuz krediler ürünler veriyor o dönemde halkın gözünde Demokrat parti demek bolluk demekti. DP popülist politikalarla günü kurtarıyor planlı ekonominin e sinden söz edilmez.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dış Siyaseti

Atatürk Dönemi:

Ø Rusya ile Moskova ve Kars antlaşmaları.

Ø Ermenilerle Gümrü Barışının imzalanması

Ø 1. İnönü Savaşı sonrası yapılan Londra Konferansı

Ø Fransa ile Ankara Antlaşması

Ø Mudanya Ateşkesi

Ø Lozan barışı


Cumhuriyet Döneminin En Önemli Dış Siyasi Olayları

Ø Musul Sorunu: Konu uluslar cemiyeti taşınmış fakat kurumun başkanı olan İngiltere başbakanı Musul’u İngilizlere ait olduğunu belirtmiştir. Türkiye ve Atatürk bu kararı tanımamış askeri yolla Musul’u almaya çalışmıştır. Tam bu sırada da Şeyh Sait İsyanı çıkar ki bu isyanı İngilizler çıkarmıştır. 1926 yılında İngilizlerle Ankara antlaşması yapılarak bir miktar peşin parayla Musul İngiltere’ye geçer. Sonuç hüsrandır.

Ø Türk Yunan Anlaşmazlığı ve Çözümü: Lozan antlaşması gereği karşılıklı nüfus mübadelesi gerçekleşti. Ancak Yunanlılar İstanbul’da olabildiğince çok Rum bıraktılar. Bunun sebebi tekrar İstanbul’u sahip olmaktır. Sorun Adalet Divanına gider fakat çözülemez. Her iki ülke karşılıklı olarak Türk ve Rumların mallarına el koydular. Fakat 1930’da iki ülke anlaştı Türk – Yunan dostluğu 1950’ye kadar sürdü. Fakat 1950’den sonra Kıbrıs sorunu çıkar.

Ø Boğazlar Sorunu: Lozan’da boğazlarla ilgili olumlu bir karar çıkmadı. Almanya ve İtalya’nın faşizan tutumu İngiltere ve Almanya’yı Türkiye yanlarına çekmelerine sebep oldular. İtalya Habeşistan’a saldırması boğazlar kimliği meçhul deniz altıların görülmesi üzerine Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmeyle Türkiye boğazda tek hakim olur ve asker bulundurma hakkını elde eder. Geçiş önceliği Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler olur. Geçecek gemilerin büyüklüğü, tonajı da bu sözleşmede yer alır. (1936)

Ø Hatay Sorunu: Fransa ile yapılan Ankara antlaşması ile güney sınırı belirlenmişti. Hatay’ı alamayan Türkiye ve Türk diplomatlar, anlaşmaya bir madde koyarak resmi dili Türkçe olan özerk bir bölge olarak Hatay’ı bırakmışlardı. Avrupa’da siyasi sıkıntılar çıkınca Fransa Suriye mandacılığını bırakarak Hatay’ı Suriye’ye bırakmaya hazırlanıyordu. Türkiye burada devreye girer. İngiltere Türkiye’ye şirin görünmek için Hatay’ı yarı bağımsız özerk bir bölge haline getirildi. Atatürk’ün girişimleriyle Hatay kendi iradesiyle Türkiye’ye katıldı. Atatürk Hatay’ın yurda bağlandığını görmeden ölmüştür. Hatay 1939’da yurda katılmıştır.

Türkiye’nin Barış ve Güvenlik Arama Çalışmaları:

Ø 1932’de Türkiye Uluslar Cemiyetine (Cemiyet-i Akvam) katılır. Bu katılım barış adına, Türkiye’nin uluslar arası alanda attığı ilk adım.

Ø Balkan Antantı: İtalya’nın saldırgan tutumuna karşılık batıdaki komşu ülkeleriyle yapılan bir antlaşmadır. Romanya, Yugoslavya, Yunanistan. Bulgaristan bu antlaşmaya katılmaz. (1934) 2. Dünya Savaşının çıkmasıyla filen sona ermiştir.

Ø Sadabat Paktı: 8 Temmuz 1937’de doğu sınırlarımızın güvenliği için Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında imzalanmıştır. Suriye katılmamıştır. Irak ve Türkiye ile olan toprak sorunu nedeniyle.

Ø Montrö Boğazlar Sözleşmesi: Günümüzde boğazlardan geçişi bu antlaşmaya dayanarak yapılmıştır.

Not: 1928 yılında Kellog anlaşması ile İngiltere, Fransa öncülüğünde bir çok Avrupa devleti birliktelik sağlarlar ve bu birliktelik AB’nin temelini oluşturur.

Türk Hukuk Sisteminin Kurulması

Osmanlı devletinde Tanzimat Fermanı ile farklı oluşumlar meydana gelmiştir.

1. Geleneksel

Ø Müslümanlar: Şeri hukuk ve Örfi Hukuk olmak üzere ikiye ayrılır. Şeri hukukun temelini Kuran-ı Kerim oluşturur. Örfi hukukun ise; örf, adetler, görenekler padişahların fermanları, şeyhülislamların fetvalarıdır.

Ø Gayrimüslimler: Toplumsal olarak “zimmi” statüsündeler. Zimmi, her konuda cemiyetin kuralları geçerli. Cemiyette o kişilerin büyükleri var. Yargılamalar cemaat içi kurallara göre yapılır. Cemaat tarafından belirlenen kişiler yargılamada etkilidir. Cemaatin kuralları yargılamaları Şeri hukuka ters düşemez. Rumlar için karar alma İstanbul Fener Rum Patrikhanesidir.

2. Batı Tarzı: Tanzimat ile birlikte başlar. Bu yüzden Düalizm (iki başlılık) oluşmuştur.

Ø Batıdan çeviri yoluyla alınan ya da Osmanlının kendisinin yaptığı ve batı tarzı yasalar hazırlanır. Örnek; Mecelle Osmanlı devletinin medeni hukukunu oluşturur. Medeni hukuk demek, kadın ve erkek arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalı. Yargıçların yetkileri fazla, mahkemeler açık yapılır. Şahitliği yeni tanıklığı başvurulan yargıcın yetkilerini artıran mahkemelerdir. Öncelikle yabancılar daha sonra azınlıklar bu mahkemelere yönlendiriliyordu.

Türk Hukuk Devrimi

Ø 23 Nisan 1920 yeni devletin kurulmasıyla başlar ve 1937’ye kadar sürer. 1937 yılında Atatürk’ün 6 İnkılabı anayasaya geçmiştir.

Ulusal egemenlik ilkesinin gerçekleşmesi:

Ø Ulusal egemenlik üstü örtülüde olsa ilk kez Amasya Tamiminde dile getirilmiştir.

Ø Meclisin 23 Nisan 1920’de açılması ile hayata geçmiştir.

Ø Saltanatın kaldırılması 1 Kasım 1922

Ø Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923

Devleti laikliğe götüren adımlar:

Ø Halifeliğin kaldırılması 3 Mart 1924

Ø Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) kanunun çıkması 3 Mart 1924 bu kanunla amaç parçalanan eğitimi birleştirmek. Bu amaçla 1936’da Maarif Teşkilatı hakkına kanun çıkmıştır.

Ø Şeriye yerine Diyanet İşleri Başkanlığı, Evkaf yerine de Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. 3 Mart 1924

Ø Tekke Zaviye Türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925

Ø Türk Medeni Kanunun kabulü 17 Şubat 1926 bu kanun Halkçılık ve Laikliğe hizmet eder.

Ø Yeni medeni kanun İsviçre Medeni Kanunu aynen almıştır bunun nedenler; batıda o dönemde yapılan en son ve modern kanun olması, laik olması olaylara akılcı çözümler üretmesi, yargıca geniş yetkiler vermesi, kadın ve kadın haklarına daha duyarlı olması, siyasi açıdansa İsviçre en bağımsız ülke konumunda.

Ø 1926 Medeni Kanunu 2002 Ecevit Hükümetiyle büyük değişiklilere uğramıştır. Kadınlara verilen haklarla erkeğe verilen haklar eşitlenmiştir. Örneğin evin reis hükmü çıkartılmıştır.

Ø Anayasadan laikliğe aykırı hükümleri çıkarılması 10 Nisan 1928 ve bu tarihte “devletin dini İslam’dır” ibaresi kaldırılmış ve 6 Atatürk ilkesinin girmesi 5 Şubat 1937 sonucu anayasamızdan o günden beri “Türkiye Cumhuriyeti Laik bir devlettir” hükmü değiştirilemez bir hüküm olarak yer almıştır.

Türk Eğitim Sisteminin Kurulması

Tanzimat Fermanı ve 2. Mahmut Dönemi etkili olmuştur. 2. Mahmut zamanında Enderun (devşirme kökenlilere verilen saray eğitimi) kaldırdı.

1. Geleneksel:

Ø Müslümanlar: Eğitim dili arapça, sarayda Osmanlıca kullanılıyor. Eğitimin temeli İslami bilimler okutuyorlar. Kuran-ı Kerim esas alınıyor. Sibyan mektepleri (ilkokul kuran kursu gibi) mahalle mektepleri (ortaokul) yüksek öğrenim (medreseler). Fatih zamanında Kanuni döneminin sonuna kadar Sahn-ı Seman (bugünkü İstanbul Üniversitesi) Kanuni zamanında kaldırılıyor.

Ø Gayrimüslimler: Toplumsal olarak “zimmi” statüsündeler. Eğitim cemaat içi kurallara göre veriliyor. Açılacak okullar program vs. cemaat karar veriyor. Devlet sadece denetliyor.

2. Batı Tarzı Okullar: Rüştiyeler var (ortaokullar). Bugünkü pozitif bilimlerin okutulduğu yerler. İdadiler (lise). Sahn-ı Seman, Dar-ül Fünun pozitif bilimleri okutulmaya başlandı Osmanlı devletinin ilk üniversiteleri. İnas Dar-ül Fünun ise 1. Meşrutiyet döneminde açılıyor. Kızlara Dar-ül Fünun’a gitme hakkı veriliyor.

Türk İnkılabı Açısından Eğitimin Önemi

Yıllar süren geri kalmışlığımızı ve nedenlerini incelersek:

Ø Osmanlı devletinin eğitimle yeterince ilgilenmemesi bu sorunun ana kaynağıdır.

Ø Osmanlı sadece Enderun (saray) mektebi ile ilgilenmiş ve eğitimi halka bırakmış. Bu durum düalizmi (ikililiği) oluşturmuştur.

Ø Enderun (saray) mektebi; saraya devlet adamı yetiştiren ve genelde devşirme sistemi ile çalışır.

Ø İlköğretim okuma-yazma zorunlu değil. Kız çocukların okula gitmesi gibi zorunlulukları yok.

Ø Temel eğitime önem verilmemiş ve son dönemlerde devlet eliyle yüksek okullar (çoğu askeri) açılmıştır.

Ø Yeni okullar açılırken, eski okulların kapatılmaması düalizmi körüklemiştir.

Ø Osmanlıda eğitim Sıbyan okullarında başlıyor başarılı olanlar medreselere devam ediyor.

Ø Medreseler ilk önceleri din ve bilimi birlikte verirken, son zamanlarda sadece din eğitimi veren kurumlar haline gelmiş buda Osmanlıda bilimin gelişmesini engellemiştir.

Ø Osmanlıda en çok modern okul açan, 2. Abdülhamit’tir. Ayrıca onun açtığı Darülfünun ilk Türk üniversitesidir. Atatürk Darülfünun’u 1933 yılında İstanbul Üniversitesine çevirmiştir.

Türk Eğitim Sisteminin Kurulması

Yeni eğitim sistemiz de doğal olarak; laik ve ulusal olacaktır. Bu yüzden Osmanlıdan beri gelen düalizmi yok edilmesi gerekmektedir bu amaçla;

Ø İlk olarak düalizmi yıkmak için “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” çıkarılmıştır. Özetle laik eğitim sistemine Tevhid-i Tedrisat ile geçilmiştir.

Ø Maarif Teşkilatı hakkında kanun çıkarılması. Milli Eğitim Bakanlığı kurulmuştur.

Ø 1 Kasım 1928’de çıkarılan kanunla yeni Türk alfabesine geçiş. Cumhuriyet ilanı sonrası yapılan araştırmalar gösterdi ki, Türkçe’nin ses yapısına en uygun alfabe Latin alfabesidir.

Ø Yeni alfabenin oluşturulması için Millet Mektepleri açılmıştır. Yani okuma yazma seferberliği ilan edilmiştir. 1930’larda %20’lerde olan okuma oranı %97’e çıkmıştır.

Ø Arapça’dan Latince’ye geçiş gerçekleşmeseydi. Devrimlere, Cumhuriyet’e yani devletimize kuşkulu gözle bakılabilirdi.

Ø 1931’de Türk Tarih Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu)

Ø 1932’de Türk Dil Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu)

Ø 1933’de Türk Ziraat Enstitüsü

Ø 1933’de Darülfünun kapatılmış yerine İstanbul Üniversitesi açılmış. İlk üniversitedir kendileri.

Ø 1935’de Dil Tarih Coğrafya Fakültesi kurulmuştur.

Türk Ekonomisinin Yeniden Yapılanması

Osmanlı devletinde ilk borçlanma Kırım savaşında İngilizlerden alınan borçla başlar Abdülmecit zamanında alınmıştır. Alınan borçlar ödenmeyince maliye iflas etmiş ve 1881’de Duyun-u Umumiye Teşkilatı kurulmuştur. Avrupalı devletler borçlarını kendileri tahsil etmek için kurumuşlar. Kamu hizmetleri ve ticaret tümüyle azınlıkların ve yabancıların kontrolü altına girmiştir. Üretim 0 noktasındadır. Toplu iğne dahi ithal edilmektedir.

Ekonomiyi Düzelteme Yolunda İlk Girişimler

İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat - 4 Mart 1923)

Ø Kongre sonunda Misak-i İktisadi (Milli Ekonomik İlkesi) kararları alındı ve ekonomik bağımsızlığın siyasal bağımsız kadar önemli olduğu vurgulandı.

Ø Tarıma büyük önem verilmesi ve desteklenmesi istenmiştir. Nitekim 1925 yılında Aşar/Öşür vergisi kaldırılmıştır. Bu verginin kaldırılması halkçılığa hizmet eder.

Ø Bu kongrede liberal ekonomik sistemi benimsenmiştir. Fakat 1931 yılında devletçilik ilkesine geçilmiştir. Liberal ekonominin geçilememesinin 2 temel nedeni var; zaten yoksul olan halkın sermayesi olmaması ve 1929’da ABD’de başlayan dünya ekonomik buhranın çıkması.

Ø Güçlü bir sanayinin kurulması istenmiştir. Ancak; sermaye yetersizliği, girişimci sayısının azlığı, kalifiye işçi yetersizliği. Sanayinin önündeki en önemli engellerdi.

Ø Bu engellerin giderilmesi için 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkartılmıştır. Bu kanun ile yeni açılan fabrikalardan ya vergi alınmaz ya da çok az vergi alınır aynı zamanda da bu tarz girişimlere kredi verilmek amacıyla oluşturulan bir yasadır. Teşvik-i Sanayi Kanunu liberal ekonomiye hizmet eder.

Ø Madenleri işlemek ve sanayi kuruluşları yapmak için 1925 Türkiye Sanayi ve Maden Bankası kurulur. Bu kuruluş da liberal ekonomiye hizmet eder. Nitekim 1926 yılında önce Uşak’ta sonra Alpullu’da (Kırklareli) şeker fabrikaları kurulur.

Ø İzmir İktisat Kongresinde ülkedeki ulaşım ağı için Türkiye’nin yer şekillerine en uygun olarak demiryolu ulaşımına önem verilmiştir. Bu uygulamayla devletin otoritesi gücü artmıştır.

Ø Atatürk girişimcilere kredi sağlamak amacıyla 1924 yılında Türkiye İş Bankası kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk bankası. Bu banka kişisel tüketici kredileri sağlama konusunda öncü olmuştur. Ortakları C.H.P., Latife Hanım’ın babası, Celal Bayar.

Ø Daha güçlü çağdaş ortamlar kurmak modern mimari için halka konut kredisi sağlamak amacıyla 1926’da Emlak-Eytam Bankasını (Emlak Bankası) kuruldu. Bayındırlık işi için. İş Bankası ve Emlak Bankasının kişilere kredi vermeleri liberalizmin yerleşmesi içinidir.

Ø Lozan konferansında kapitülasyonların kaldırılmasıyla, İzmir İktisat Kongresinde alınan Misak-i İktisadi kararına uyulmuştur. Bu karar tam bağımsızlık için çok önemli bir adımdır. Fakat birkaç tane daha sorun vardı ve bunların çözümlenmesi gerekliydi; bu amaçla Kabotaj kanunu çıkartılmıştır. Osmanlı devletinin verdiği kapitülasyonlardan dolayı İngiltere ve Fransa gemileri rahatlıkla yük ve yolcu taşımaktaydılar. Bu hem bağımsızlığa ters hem de ekonomik olarak çıkarlarımızla örtüşmüyordu. Kabotaj kanunu ile Türk karasularında sadece Türk bayraklı gemilere dolaşma serbestliği sağlanmıştır. Ötekiler vergi ve yasal yükümlülüklere tabiidir. Ülkemizdeki şirketlerin, demiryollarının hatta limanların bile çoğu yabancıların elindeydi bunlar satın alınarak millileştirilmiştir.

Devletçilik İlkesinin Uygulanması

Öncelik yine kişisel girişimciliktir. Devlet kişilere engel değil destekleyici olmuştur. Kişisel gücün yetmediği durumlarda devlet atılımcı olmuştur. Devletçiliğin ekonomideki uygulamalarına incelersek:

Ø Sanayi Alanında: Sümerbank pamuklu-yünlü dokuma sanayisi olup, yurt çapında yayılmış ilk KİT’tir (Kamu İktisadi Teşekkülü).

Ø 1934’de ilk kez planlı ekonomiye geçiş gerçekleşmiştir. 1934-1938 arası ilk 5 yıllığına uygulanmıştır. Planla, dokuma, demir, kağıt, yapay ipek, cam, kimya alanlarında önemli kuruluşlar yaratıldı. Birinci beş yıllık kalkınma planında sonra ikinci beş yıllık kalkınma planı uygulanamamıştır. Bunun nedeni 2. Dünya Savaşının 1939’da patlak vermesidir.

Ø Tarım Alanında: Devletçilik ilkesi bu alanda pek uygulanamamıştır. Tam aksine köylüye ucuz kredi, kooperatifleşme kolaylıkları sağlanmıştır. Devletçili ilkesinin uygulanamamasının nedeni ise; halkın büyük çoğunluğunun ve devletin gelirlerinin önemli bir bölümünün tarıma dayalı olması, tarımsal üretimin düşmemesi içindir.

Ø Para Kredi – Bütçe Uygulamaları: Türk parasının üzerinde tam bir denetim sağlanması ve bağımsız bir ülke olmanın gereği olarak Merkez Bankası kurulmuştur.

Atatürk Dönemi İktisat Programlarının Analizi

Ø Türk parasını değerini koruyan anti-enflasyonist para-kredi programlarının uygulanması başarılmıştır.

Ø Gerçek kamu harcamalarına dayanan denk bütçe politikası.

Ø Devalüasyonsuz dış para politikası. Revalüasyon (paranın aşırı değerlenmesi) 2005 yılında durum bu. Revalüasyon yüzünden ihracat azalır. Üretim azalır, işsizlik artar ve ekonomi daralır.

Ø Ulusal kaynakların verimli kullanılmasını amaçlayan planlı kalkınma politikaları.

Bu gelişmelerin sonucunda;

Ø Ülke açlıktan kurtulmuştur.

Ø GSHM 15 yıl boyunca (1923-1938) %8 oranında büyümüştür.

Ø Kooperatifler kurulmuştur. Çiftçiye ucuz kredi sağlanmıştır. Devletçiliğe hizmet eder.

Ø İhracat artmış TL değerini korumuştur.

Ø Ulaşım ağı gelişmiştir. Böylece merkezi otorite de güçlenmiştir.

Ø Çok sayıda sanayi kuruluşu açılmıştır. Uşak ve Alpulluda (Kırklareli) şeker fabrikaları açılmıştır.

Ø Fiyatlarda istikrar sağlanmış ve gelir dağılımının dengesiz bir hal alması engellenmiştir.

Ø Ekonomiyle ilgili bir çok kurum oluşturulmuştur ve böylece kurumsallaşma sağlanmıştır. Sırasıyla; Türkiye İş Bankası (1924), Türkiye Sanayi ve Maden Bankası (1925), Emlak – Eytam Bankası (1926) bankaları kuruldu. Bu bankalar kuruluş amacıyla liberal ekonomiye hizmet eder.

Toplum Yaşamının Düzenlenmesi

1. Soyadı Kanunu:

Ø 1934 yılında çıkarılan bu kanunla, vatandaşlar toplumsal ilişkilerinde daha kesin bir yer edinmiştir (evlenme, askerlik, ceza, memuriyet)

Ø Mustafa Kemal ilk soyadını alan kişidir. T. B. M. M. onayıyla.

Ø Bu kanun Atatürk ilkelerinden halkçılığın bir eseridir. Halk içerisindeki ayrımcılığı yıkmıştır.

2. Kılık – Kıyafetin Düzenlenmesi:

Ø Toplum içindeki her cemaat, tarikat kendine özgü kıyafet ve sarıkla dolaşıyor ve bu da ayrımcılığı körüklüyordu.

Ø Bu kanunda halkçılığın ve laikliğin izlerini görürüz.

Ø Sadece Diyanet İşleri Başkanı, Fener Rum Patriği, Yahudi Hahambaşı ve Süryani liderlerine dini giysilerle dolaşma serbestliği tanınmıştır.

3. Takvim ve Ölçülerde Yapılan Değişiklikler:

Ø 1 Ocak 1926’dan itibaren sadece miladi takvimin kullanılması.

Ø Harf devriminden kısa bir süre önce rakamlar yenilendi. 20 Mayıs 1928.

Ø Çağdaşlaşma ve batı normlarına yakalamak, gelişmiş dünya ülkeleriyle daha iyi ve anlaşılır ilişkiler kurmak amacıyla kurulmuştur.

4. Sağlık İşlerinin Düzenlenmesi:

Ø 23 Nisan 1920’de kurulan yeni devletimizin ilk hükümetinde bile Sağlık Bakanlığı oluşturulmuştu. Bu uygulamayla bile yeni devletin halkçılığa çok önem vermektedir.

Cumhuriyetçilik İlkesi

Atatürk’ün Cumhuriyet anlayışı; “Ulusal Egemenliğe ve Demokrasiye” dayanmaktadır. Atatürk’ün Ulusal egemenlik (Milli hakimiyet) anlayışı:

Ø İnsan egemenliği doğrudan kullanmalı ve herkes bu egemenliğe aynı derecede sahip olmalıdır. Egemenlik başkalarına emanet edilemez. Çok partili denemelerle bu ilke uygulanmak istenmiştir

Atatürk’ün Demokrasi anlayışı:

Ø Demokrasi esas itibariyle siyasal niteliktedir.

Ø Demokrasi bir fikirdir, kafa meselesidir.

Ø Demokrasi bireyseldir. Demokrasi eşitlikçidir. Bu da genel bir eşit oy ilkesini doğurmuştur.

Ø Atatürk demokrasi ile ilgili fikirlerini 1931 yılında bizzat yazdığı ders kitabı olarak okutulan Medeni Bilgiler eserinde belirtmiştir.

Ø Cumhuriyetçilik denilince devlet yönetiminde yapılan değişiklikler akla gelmeli.

Milliyetçilik (Ulusçuluk) İlkesi

Ø Ziya Gökalp Türkçülüğün fikir babası, kurucusudur. Atatürk ise, Türkçülüğün, ulusçuluğun uygulayıcısıdır. Milliyetçilik ulusal egemenlikle doğrudan bağlantılı.

Ø Atatürk’e göre Millet; zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşama konusunda ortak arzu ve rızada samimi olan ve sahip olunan mirasın korunmasında iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma millet denir.

Ø Atatürk’e göre Türk milletinin oluşmasında etkin olan unsurlar: Siyasi varlıkta birlik, dil birliği, yurt birliği, ırk ve köken birliği, tarih akrabalığı, ahlak akrabalığı.

Ø Türk Tarih kurulunun açılması, Türk dil kurumunun açılması, Latin harflerinin kabul edilmesi.

Atatürk Milliyetçiliğinin Özellikleri:

Ø Kendini Türk hisseden ve manevi ölçüyle bağlanan herkes Türk’tür.

Ø Türk milliyetçiliği insan sevgisine önem verir.

Ø Türk milliyetçiliği diğer milletlere saygı gösterir.

Ø Türk milliyetçiliği hem gelişmek ve ilerlemek, hem de benliğini sürdürmek zorundadır.

Ø Atatürk Milliyetçiliğinin temel dayanağı Ülkü Birliğidir.

Halkçılık İlkesi

Ø Halk içinde belirli kesimlerin mağduriyetlerini ortadan kaldırma. Medeni, soyadı kanunları gibi.

Ø Milli egemenliği esas alır ve demokrasiyi öngörür.

Ø Halkın kendi kendini yönetmesi, kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip olması.

Ø Halkçılığın temel amacı; sağlıklı bir toplum yetiştirmek.

Ø Halkçılık doğrudan “Demokrasi” ile ilgilidir.

Atatürk’ün Hakçılık İlkesi:

Ø Yeni kurulan Türk devleti belli bir zümreye, çıkar gruplarına değil, doğrudan halka dayanır. Yani bir halk devletidir.

Ø Halk arasındaki tek fark yapıkları iş meslekleridir. Halkçılığın esası; halkın mutluluğun yine halkça sağlanmasıdır. Halkçılık ilkesi, toplumun huzurunu ve milli dayanışmayı sağlamıştır.

Devletçilik İlkesi

Ø Türkiye Cumhuriyeti 1931 yılından itibaren devletçiliği uygulamaya koymuştur. Yapılan tüm uygulamalar ekonomiktir. Atatürk’ün devletçilik anlayışında, bireyin önü kesilmez. Devlet, vatandaşın gücünün yetmediği, yapamadığı şeyler olduğunda müdahalecidir.

Laiklik İlkesi:

Ø Saltanatın kaldırılması, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Medeni Kanun, Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması. Kılık – Kıyafet kanunu, Evkaf başkanlığının kurulması.












KRONOLOJİ

Ø 1648 Vestfalya Antlaşması ve Avrupa’da birliğin sağlanması (amaç Osmanlıyı Avrupa’dan atmak)

Ø 1727’de Matbaa kullanılmaya başlanıldı. (3. Selim)

Ø 1808 Sened-i İttifak. (2. Mahmut)

Ø 1926 Yeniçeri ocağı kaldırıldı. (2. Mahmut)

Ø 1839 Tanzimat Fermanı ilan edildi. (Abdülmecit)

Ø 1856 Islahat Fermanı yayınlandı. (Abdülmecit)

Ø 1876 Kanun-i Esasiye ilk anayasa yayınlandı. (2. Abdülhamit)

Ø 1908 Reval görüşmeleri. (İngiltere, Osmanlıyı parçalaması için Rusya’yı serbest bıraktı.)

Ø 1911 Trablusgarp savaşı ve Uşi antlaşması. İtalya ile.

Ø 1912 1. Balkan savaşı Londra barışı.

Ø 1913 2. Balkan savaşı Atina ve İstanbul antlaşmaları.

Ø 1914 – 1918 1. Dünya Savaşı.

Ø 1916 Londra sözleşmesiyle Rusya’ya Osmanlıdan verilecek yerler belirlendi.

Ø 1916 Sykes – Picot antlaşmasıyla İngiltere ve Fransa, Osmanlı topraklarını paylaştı.

Ø 1916 Mac Mahon antlaşması Araplara, İngiltere bağımsız verme vaadinde bulundu.

Ø 1917 Seant Jean de Maurienne antlaşması İtalya’ya Osmanlı toprakları paylaştırıldı.

Ø 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması Yunanistan’ın Limni adasında imzalandı.

Ø 1919 Paris Barış Konferansı Yenen devletler arasında yapılmıştır.

Ø 5 Mayıs 1919 Yunanlılar İzmir’i işgal ettiler.

Ø 16 Mayıs 1919 M. Kemal 9. Ordu Müfettişliği göreviyle Samsun’a yola çıktı.

Ø 25 Mayıs 1919 M. Kemal Havza’da genelge yayınladı.

Ø 22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi.

Ø 23 Temmuz – 4 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi.

Ø 4 – 11 Eylül 1919 Sivas Kongresi.

Ø 20 – 22 Ekim 1919 Amasya Protokolleri/Görüşmeleri.

Ø 27 Aralık 1919 Ankara’nın ulusal hareket merkezi yapılması.

Ø 12 Ocak 1920 Mebusan Meclisin açılması.

Ø 28 Ocak 1920 Misak-ı Millinin ilanı.

Ø 23 Nisan 1920 T. B. M. M. açılması

Ø 10 Ağustos 1920 Sevr Barış Antlaşması.

Ø 2 – 3 Aralık 1920 Gümrü Barışı.

Ø 6 – 11 Ocak 1921 I. İnönü Savaşı.

Ø 20 Ocak 1921 ilk Anayasa yürürlüğe girer.

Ø 23 – 31 Mart 1921 II. İnönü Savaşı

Ø 10 – 24 Temmuz 1921 Kütahya – Eskişehir Savaşları.

Ø 5 Ağustos 1921 Atatürk’e Başkomutanlık yetkilerinin verilmesi.

Ø 7 Ağustos 1921 Tekalif-i Milliye Emirleri yayınlandı.

Ø 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 Sakarya Savaşı son savunma savaşı.

Ø 26 Ağustos – 18 Eylül 1922 Büyük Taarruz.

Ø 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması.

Ø 1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılması.

Ø 17 Şubat – 4 Mart 1923 İzmir İktisat Kongresi.

Ø 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması.

Ø 16 Nisan 1923 I. T. B. M. M. kapatıldı.

Ø 11 Ağustos 1923 II. T. B. M. M. açıldı.

Ø 11 Eylül 1923 Halk Fırkası (C.H.P.) kuruldu.

Ø 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı.

Ø 3 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması.

Ø 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat kanunu.

Ø 1924 Türkiye İş Bankası kuruldu.

Ø 1925 Türkiye Sanayi ve Maden Bankası.

Ø 13 Şubat 1925 Şeyh Sait Ayaklanması. Takrir-i Sükun Kanunu çıkışı

Ø 30 Kasım 1925 Tekke Zaviye Türbelerin kapatılması.

Ø 1925 Şapka Kanunu.

Ø 1926 Kabotaj kanunu çıkarıldı.

Ø 1926 Emlak ve Eytam (Emlak Bankası) kuruldu.

Ø 1926 Uşak ve Alpulluda (Kırklareli) şeker fabrikaları açıldı.

Ø 1926 Maarif Teşkilatı hakkında kanun Milli Eğitim Bakanlığı kuruldu.

Ø 1926 Ankara Antlaşması İngiltere ile Musul sorunu çözümlendi.

Ø 1 Ocak 1926 Uluslar arası saat ve takvimin kabulü.

Ø 17 Şubat 1926 Medeni Kanun yürürlüğe girdi.

Ø 1927 Teşvik-i Sanayi kanunu çıkarıldı.

Ø 10 Nisan 1928 “Devletin Dini İslam’dır” hükmünün anayasadan çıkarılması. Laiklik girer.

Ø 20 Mayıs 1928 Uluslar arası rakamların kabulü.

Ø 1 Kasım 1928 Harf İnkılabı.

Ø 23 Aralık 1930 Menemen Olayı.

Ø Merkez Bankası kuruldu 1930.

Ø 3 Nisan 1930 Kadınlara belediye seçimlerinde seçme - seçilme hakkının tanınması.

Ø 26 Mart 1931 Uluslar arası ölçülerin kabulü.

Ø 1931 Türk Tarih Kurumu.

Ø 12 Temmuz 1932 Türk Dil Kurumunun kurulması.

Ø 1932 Cemiyet-i Akvam üye olundu.

Ø 1933 Yüksek Ziraat Enstitüsü.

Ø 1933 kadınlara muhtar olma hakkı verildi.

Ø 1 Ağustos 1933 Darülfünun İstanbul Üniversitesi oldu.

Ø 1933 Sümerbank açıldı. İlk KİT.

Ø 1934 yılında planlı ekonomiye geçiş gerçekleşti.

Ø 21 Haziran 1934 Soyadı kanunu.

Ø 3 Aralık 1934 Din adamlarının kılıklarının düzenlenmesi.

Ø 5 Aralık 1934 Kadınlara milletvekili seçme – seçilme hakkı verildi.

Ø 1934 Balkan Antantı.

Ø 1935 Dil – Tarih – Coğrafya Fakültesi kuruldu.

Ø 20 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar sözleşmesi.

Ø 1937 Sadabat Paktı.

Ø 5 Şubat 1937 Anayasaya 6 Atatürk ilkesi girdi.

Ø 1945 Lahey Adalet Divanına üyelik.

Ø 1945 Birleşmiş Milletlere (BM) üye olundu.

Ø 1946 ilk Devalüasyon yapıldı.

Ø 10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ilan edildi.

Ø 1952 NATO’ya üye olundu.

Ø 31 Temmuz 1959 AB’ye ilk başvuru. O zaman ki adı AET

Ø 14 Nisan 1987 AB’ye tam üyelik başvurusu.

Ø 17 Aralık 2004 AB tam üyelik için tarih alındı.

Ø 3 Ekim 2005 AB’ye tam üyelik müzakerelerin başlama tarihi.

kpss